Yeni Bir Dili Daha Hızlı Nasıl Öğrenebilirim? Gerçekten İşe Yarayan 9 İpucu – 7 yıl boyunca okulda İspanyolca eğitimi aldım ama tek hatırlayabildiğim hola (merhaba) ve adios (hoşça kal).
Kulağa tanıdık geliyor mu?
Yeni bir dil öğrenmek, ömür boyu edinebileceğimiz en zenginleştirici ve ödüllendirici becerilerden biridir, ancak bunu başarmak niçin bu kadar zor? Okulda yeni bir dil öğrendiyseniz, neden hâlâ basit bir konuşma yapmakta güçlük çekiyorsunuz, hiç düşündünüz mü?
Bir dili tekrar yanlış bir şekilde yeniden öğrenmek için yedi yıl daha harcamak istemiyorsanız, daha hızlı öğrenmek için verdiğimiz dokuz ipucunu uygulamaya başlayın!
Yeni Bir Dili Daha Hızlı Nasıl Öğrenebilirim?
Kendinizi dili kullanmak zorunda olduğunuz bir duruma sokun.
Kendinize dil becerilerinizi kullanma seçeneği verirseniz, büyük olasılıkla dil becerilerinizi kullanmamayı seçeceksiniz. Beynimiz içgüdüsel olarak basit ve daha az düşünmeyi gerektiren karara yönelecektir.
Herhangi bir yeni beceri edinmek gibi, yeni bir dil öğrenmek de güçlü bir irade gerektirecektir. Kendinizi bilinçli olarak konfor alanınızın dışına iteklemelisiniz ve bir süre o konfor alanından uzak durmaya alışmalısınız. Bu kolay olmayan ve çaba gerektiren bir karar olmasına rağmen sonucun tüm çabanıza değdiğini göreceksiniz.
Öğrenmekte olduğunuz dili mümkün olduğunca çok kullanın.
Çoğu insan yeni bir dil öğrenmenin en iyi yolunun o dilin konuşulduğu ülkede yaşamak olduğunu söylemektedir ama aslında bu çok da doğru değil. Çoğu zaman, o ülkedeyken, yerliler sizi gördüklerinde İngilizce becerilerini geliştirmek için sizinle ingilizce konuşmak isteyeceklerdir. İngilizcenin arzu edilen ve kazançlı bir beceri olduğu bir dünyada yaşıyoruz, bu nedenle çoğu yabancı ülke, özellikle büyük şehirlerde İngilizce konuşan bir nüfusa sahip olacaktır. Bu durumda öğrenmek istediğiniz dili öğrenmeniz tabii ki de imkânsız değildir fakat şansınızı biraz daha zorlamanız gerekir.
Fakat dil becerilerinizi kullanmanızın zorunlu olduğu durumlarla da karşılaşacak mısınız? Tabii ki de!
Çin’e taşındığımda, Shenzhen’in daha az sanayileşmiş bir bölgesinde bir okulda çalışmak üzere görevlendirilmiştim. 12 milyondan fazla nüfusa sahip bir şehir olmasına rağmen, herhangi bir Çinlinin İngilizce’yi akıcı bir şekilde konuşmasını görmek çok nadir bir durumdu. Hatta çoğu zaman bulunduğum bölge de ki tek yabancı bendim. Bu durum ilk başlarda aşırı sinir bozucuydu ama beni Çince öğrenmeye zorladı. Bir restoranda yemek sipariş etmek ya da şehirde yolumu bulmak istersem, yerel halkla iletişim kurmak zorundaydım. Birkaç hafta içerisinde, başka türlü öğrenmemin aylarca süreceği düzinelerce yeni ve faydalı cümleler öğrenmiş oldum.
Öğrenmekte olduğunuz dili evinize taşıyın!
Yurt dışında yaşamıyor musunuz? Hiç sorun değil! Öğrenmeyi kaçınılmaz hale getirmenin hâlâ birçok yolu var. Bunlardan bazıları, cep telefonunuzu veya sosyal medya hesaplarınızı öğrenmekte olduğunuz dile çevirmeyi, kendinizi bir dil grubuna dahil etmeyi veya bir konuşma partneriyle vakit geçirmeyi içeriyor olabilir. Odanızın ve mutfağınızın duvarlarına yeni kelimelerin bir listesini yapıştırarak görsel ipuçlarını da deneyebilirsiniz.
Kendinizi öğrenmekte olduğunuz dili kullanmak zorunda olduğunuz bu tür durumlara koyarsanız, dili daha hızlı öğrenebilirsiniz.
Doyma noktasına ulaşana kadar durmayın.
Hızlı ilerleme sağlamak için mükemmel bir yöntem, yoğun bir şekilde o dille uğraşmaktır. Ve evet, bunu nerede olursanız olun başarabilirsiniz!
Bir adım bile gerilemeden hayatınızın her alanında öğrenmeye çalıştığınız dili kullanın. Dinlediğiniz müzikler, izlediğiniz filmler, haber programları bile yabancı dilde olmalı ki ne kadar maruz kalırsanız o kadar öğrenmeye başlarsınız. Kendinizi o dilde konuşmak için zorlayın.
Kendinize bir çalışma düzeni yaratın ve motive olmuş bir şekilde sürekli o dille ilgilenin. Tam bıktığınız ve bırakmak istediğiniz an işte dili öğrenmeye başladığınız andır. Şimdi çalışmanızı daha da yoğunlaştırmanızın tam zamanı!
Beyninizi hedef dilde düşünmeye ve yanıt vermeye zorlayın.
Dil eğitimi için günün her dakikasını değerlendirin, buna gece saatleriniz bile dahil olabilir. Uyurken öğrenmekte olduğu dili dinleyerek dili öğrenmeye başlayan çok sayıda insan tanıyorum. Siz dinlenirken yabancı dilde müzik açarak o dille daha yakın temasta olabilirsiniz.
Doğruluktan ziyade akıcılığa önem verin.
Daha hızlı bir şekilde öğrenmenin bir başka yolu da, anlaşılması en zor ama güçlü kavramlardan biri olan doğruluk yerine akıcılığa önem vermektir. İlk olarak, “akıcılık” ve “doğruluk” ile ne demek istediğimi açıklayalım.
Akıcılık, kendini kolayca ve açıkça ifade etme yeteneğidir. Dili gerçek zamanlı olarak sorunsuz bir şekilde konuşabilmek demektir.
Doğruluk ise, doğru ve kesin olma yeteneğidir. Herhangi bir dil bilgisi, kelime bilgisi, tonlama ve diğer hatalar olmadan iletişim kurmak anlamına gelir.
Bu iki terim birbirinden oldukça farklı anlamlara sahiptirler. %100 doğru bir şekilde konuşmadan da akıcı bir şekilde konuşabilirsiniz. Aynı zamanda, akıcı bir şekilde konuşmuyorken de dili doğru bir şekilde yazıyor olabilirsiniz. Yeni bir dil öğrenirken hedefiniz öncelikle, onu doğru bir şekilde olmasa da, akıcı bir şekilde kullanabilmektir.
Yeni bir dili konuşurken yanlış bir şekilde dili konuşabilirsiniz fakat bu anlaşılmayacağınız anlamına gelmiyor. Yabancıların Türkçeyi konuştuğu zamanları düşünelim. Dil bilgisi hataları fazlasıyla olmasına rağmen onları anlamakta güçlük çekmiyoruz aksine böyle konuşmalarını sevimli ve samimi buluyoruz.
Kapsamlılığa değil, kullanılabilirliğine bakın.
Yeni bir dil öğrenmeye başlarken, olabildiğince çok kelime öğrenmeye veya her cümleyi mükemmel bir şekilde söylemeye çalışmayın çünkü dil tek başına bir ders kitabından öğrenilemez. Bunun yerine, pratik, günlük konuşma konularını öğrenmeye odaklanın ve oradan kendinizi geliştirerek daha karmaşık konulara kadar ilerleyin. Böylelikle hem zamanınızı verimli kullanmış olacaksınız hem de stres seviyenizi arttırmamış olacaksınız.
Hemen konuşmaya başlayın.
Dil becerilerilerinizin mükemmelleşmesini beklemeyin, hemen konuşmaya başlayın. Direkt olarak dile dalın! Yüksek sesle konuşun, her şeyi adlandırın ve vakti olan herkesle sohbet etmeye çalışın. Bir dil partneriniz yoksa (bununla ilgili daha sonra yazının ilerleyen kısımlarında bilgi vereceğim) kendinizle konuşun. Daha fazla beklemeyin şimdi bunu yapmanın tam zamanı!
Hatalar yapmayı bekleyin ve hatalarınıza minnettar olun. Dil hatalarınıza üzülerek harcayacak vaktiniz yok, bu yüzden onlardan öğrenin ve yolunuza devam edin. Unutmayın, pratik mükemmelleştirir – bu yüzden sürekli pratik yapın.
Ne kadar çok pratik yaparsanız (ve hata yaparsanız) o kadar çok öğrenirsiniz. Hatalarımızdan öğreniyoruz, değil mi? Bu, bir dili hızlı bir şekilde öğrenmek için en iyi yoldur!
Aralıklı tekrar sistemini öğrenin ve kullanmaya başlayın.
Mandarin dilinde bir deyiş vardır: 好好学习天天向上 (hǎo hǎo xué xí, tiān tiān xiàng shàng) Bunun anlamı “Her gün çok çalış, bir gün başaracaksın”. Gerçekten de söylendiği kadar kolay mı?
Kendi başınıza çalıştığınızda, ilk seferde beyninize bir sürü yeni kelime eklemeyi denemek ve daha sonra tekrar çalışmadan önce bir süre ara vermek size daha kolay gelebilir. Bu method kısa vadede etkili olsa da, nihayetinde uzun süreli bir hafıza geliştirmenin en iyi yolu değildir.
Yeni bir dil öğrenmeyi, herhangi bir sınavınıza çalıştığınızdan daha farklı bir şekilde ele almalısınız. Uzun vadeli öğrenme olasılığını artıran bilgileri aklınız da tutmak için hiç aralıklı tekrar sistemi (SRS) yöntemini denediniz mi?
Aralıklı tekrar sistemi, çok sayıda bilginin hafızada “kalıcı” olarak tutulması gereken durumlarda çok başarılı sonuçlar veren hafıza ve öğrenme yöntemidir. Yeni öğrenilen, zor, henüz hafızaya iyi yerleşmemiş bilgiyi hafıza kartlarını kullanarak daha sık sorarak ve tekrar ettirerek hafızada daha kalıcı olmasını sağlar. Kartlar belirli bir algoritmaya göre oluşturulmuştur ve belirli zaman aralıklarında ekranda gösterilir.
Diğer bir deyişle, daha zor kartlar, daha kolay kartlara kıyasla daha çok ekranda görülür ve böylelikle kullanıcıların daha zor olan kartları incelemek için fazladan vakit ayırmasına neden olur. Zor olan kartlar, siz ustalaşıncaya kadar ekranda çıkmaya devam eder. Böylelikle diğer öğrenme tarzlarına kıyasla bu şekilde daha verimli şekilde öğrenebilirsiniz.
Aralıklı tekrar sistemiyle öğrenme sürecinizi hızlandırıp zamandan kazanç sağlamış olacaksınız.
Aralıklı tekrar sistemini özgün dil öğrenme kaynaklarıyla eşleştirin.
Aralıklı tekrar sistemi size kelimeleri ezberletecek fakat cümle içerisinde kullanımınız için örnekler sunmayacaktır. Yani dil bilgisi kısmını halletme görevi hâlâ size düşecektir.
Ne demek istediğimi anlıyorsanız, dünyadan örneklerle çeşitlendirilmiş olan dil öğrenme uygulaması FluentU’ya göz atmak isteyeceksinizdir. FluentU, müzik videoları, film fragmanları, haberler ve ilham verici konuşmalar gibi gerçek dünyaya ait videoları alır ve bunları dil öğrenme deneyimine dönüştürür. İçerisinde aralıklı tekrar sistemi özelliğine sahip video tabanlı bir “öğrenme modu” da vardır. FluentU uygulamasına App Store’dan ve Google Play Store’dan ulaşabilirsiniz.
Aralıklı tekrar yönteminin bir diğer örneğiyse Memrise. Telefonunuza indirmenize gerek olmadan öğrenmek istediğiniz dili seçerek hafıza kartlarını ekranda görebilir ve kelime öğrenme sürecinizi hızlandırabilirsiniz.
Zamanınıza Yatırım Yapın.
Zamana yaptığınız yatırımı en üst düzeye çıkarın.
Eğer bir dili öğrenmek istiyorsanız her gün ona mümkün olduğunca daha çok saat ayırın. Zaman insanın hayatta sahip olabileceği en büyük varlıktır. Eğer zamanınızı etkili kullanmak istiyorsanız dil öğrenirken zamanınıza yatırım yapın ve elinizden geldiğince hızlı ve doğru şekilde öğrenmeye çalışın.
Hızlı dil öğrenimi için akıllı (smart) hedefler belirleyin.
Akıllı hedefler burada belirli, ölçülebilir, ulaşılabilir, ilgili ve zamanında kelimelerini temsil etmektedir. Akıllı hedefler, ulaşmak istediğiniz hedefleri, bu hedeflere nasıl ulaşacağınızı, hedefin ulaşılabilir olup olmayışını ve bu görevi zamanında yerine getirmek için yapmanız gerekenleri belirlemenizde yardımcı olur.
Akıllı hedefler, son teslim tarihinin yaklaşmakta olduğu işler için sizi yönlendirir ve hedefinize zamanında ulaşmanıza olanak sağlar.
Kendinize en uygun programı oluşturun ve buna bağlı kalın.
Hızlıca dil öğrenmenize yardımcı olacak haftalık veya aylık bir program oluşturarak işe başlamalısınız. Zaten çok yoğun olduğunuzu ve dil öğrenmeye nasıl zaman ayırabileceğinizi merak ediyorsanız, size birkaç önerim olacak.
Öncelikle sosyal medyada gezinme alışkanlığınızı yani saatlerce tweet okuma, instagram’da fotoğraflara bakma ve youtube videoları arasında kaybolma alışkanlığınızı bir süreliğine askıya alın. Bunlara ayırdığınız vaktin yerine dil öğrenme serüveninizi koyun ve ona odaklanın. Merak etmeyin bunu sonsuza kadar yapın demiyorum, sadece o dile alışana kadar bunu yapmak için kendinizi zorlayın.
Bir diğeri ise, güneş daha doğmadan siz uyanın. Bu konuda çok ciddiyim. Alarmınızı sizi normal rutin saatinizden bir veya iki saat önce uyandıracak şekilde ayarlayın. Dil öğrenmeniz üzerinde çalışmak için bu ekstra saatleri kullanın. Günün bu erken saatleri gürültüden uzak sessiz olduğu için dile odaklanmanıza yardımcı olacaktır.
Tüm bunları yaparken “akıllı hedefler”e kesinlikle bağlı kalın. Demek istediğim hırslı olun ama ayaklarınız da yere bassın!
Öğrenmeyi eğlenceli hale getirin.
Kendimize karşı dürüst olalım. Bir şeyi zorunluluktan dolayı mı öğrenmeyi tercih ederseniz yoksa o şeyi öğrenmek sizi mutlu ettiği için mi?
Hepinizin aklından ne geçtiğini tahmin edebiliyorum. Eğlenerek öğrendiğimiz şeyin zorunluluktan olan şeylerden daha tercih edilesi olduğunu hepimiz biliyoruz.
Bu yüzden, bir dili hızlı bir şekilde öğrenmenin önemli bir numarası, onu hayatınızın yapılması gerekenler bölümünden çıkararak eğlence bölümüne bırakmaktır. İster eğitim için olsun ister iş bulmak için olsun, zorunlu olarak bir dili öğreniyor olsanız bile, onu eğlenceli bir macera haline getirin.
Dil öğrenmeyi kendinize bir görev haline getirmeyin. Bazı becerileri olabildiğince çabuk edinmek için çok eğlenceli ve çekici yöntemler bulmanın zamanı geldi bile.
Eğlendirici içeriklere sahip kaynaklarla çalışın.
Eğlenme sürecini eğlenceli hale getirmek için sizi eğlendirerek dili öğreten kaynakları kullanın. Size birkaç önerim olacak:
- Dil öğrenimini oyunlaştırın: Öğreniminizi oyunlaştıran uygulamaları telefonunuza ya da bilgisayarınıza indirin. Öğrenmeyi hedeflediğiniz dillerde tahta oyunları bulun veya öğrenmek istediğiniz dilin ülkesinden çıkan oyunları araştırın. Bunları yapmak yorucu geliyorsa internet tarayıcınıza (öğrenmekte olduğunuz dil+ oyunlar) yazın ve çevrimiçi oyunların keyfini sürün. Bulabileceğiniz seçeneklerden size uygun olanlarını değerlendirin.
- İşte şimdi Netflix dünyasına adım atma zamanı. Ne zaman öğrenmekte olduğum dilden uzaklaştığımı hissetsem hemen Netflix’i açar o dilde olan programlara göz atarım ve bazen çılgınlarcasına izlerim. Siz de sürekli dil bilgisi öğrenmekten sıkıldıysanız günlük konuşmaları duymak adına bu şahane yolculuğa katılmalısınız.
Elbette bu söylediklerim, dil öğrenme programının yalnızca birkaç öğesi, ancak dil becerilerinizi neredeyse hiç çaba harcamadan güçlendirmek istiyorsanız gerçekten de etkili yollarındandır. Filmlerde görülen tüm deyimleri, konuşma cümlelerini ve temel kelimeleri düşünün. Telaffuz pratiği yapmak için duraklatın ve tekrarlayın. Benim yaptığım şey tam olarak bu ve gerçekten dili öğrenmeme yardımcı oluyor!
Sanal bir gezi planlayın.
Dil öğrenmek için bir ülkeye uçmayı kim istemez ki? Erasmus, work and travel programları, öğrenciler ve dil öğrenmek isteyenlere cennet gibi gelir, ancak çoğumuz için uygun değildir. (Maddi durumlar, işler, eğitimimiz, aileler ve diğer yükümlülükler… Bunları hatırlıyor musunuz? Bizi temelde tutan şeyler?)
Ancak gerçek hayatta seyahate gidemezseniz bile bu bir gezi planlayamamanız için bir engel değildir. Sanal seyahat size bir Roma pizzacısında bir dilim pizza ya da bir Münih bira bahçesinde bir koltuk sağlamaz, ancak sizi kesinlikle etkileyecektir. Özellikle bu pandemi dönemimde tüm müzeler, tiyatrolar, operalar dünya çapında online olmuşken bu fırsatı değerlendirmeniz için tam zamanı. Bunları gördükçe o dilin kültürüyle daha da yakınlaşıp daha çok şey öğrenmek isteyeceksiniz.
Böyle bir yol izleyecekseniz eğer bunun için en büyük strateji sanki pasaportunuzu alıp hayalinizdeki yere gidecekmişsiniz gibi seyahat seçeneklerini araştırmaktır. Zaman çok önemliymiş gibi davranmanız gerekir, bu da mümkün olduğunca çok bilgi, özellikle de dil becerilerini toplamanızı zorunlu kılar.
Sadece gidiş için uçak biletiniz varmış gibi hazırlanın. Öğrenmekte olduğunuz dilde gideceğiniz ülkenin ilgi çekici yerleri hakkında yazılanları okuyun. Ülkenin websitesine girin ve sergiledikleri, önerdiklerini o dilde okuyup kavramları anlamak için kendinizi zorlayın. Seyahat edeceğiniz yerleri seçip gezinize özgünlük katmayı unutmayın!
Gideceğiniz ülkede insanların gezilecek yerler hakkında yazdığı yazıların olduğu bir web sitesi bulun. Tripadvisor gibi.. O siteden insanlara yazıp gidebileceğiniz yerler hakkında o dilde sorular sorun, eminim cevap alacaksınız ve güzel tavsiyelere sahip olma şansınız olacak!
İngilizce Konuşma Partnerleri Bulabileceğiniz 13 Websitesi
Kendinize bir dil partneri bulun.
Birinden yardım istemekte utanılacak hiçbir şey yoktur. Aksine birinden yardım istemek gurur duymanız gereken bir eylemdir. Öğrenmenizi ciddiye aldığınızı ve öğrenmeyi istediğiniz dilde ustalaşmak için ne gerekiyorsa yapacağınızı gösterir.
Bununla birlikte, başka bir kişinin de sizinle aynı yolda olduğunuzu görmek ve desteğine sahip olmak, öğrenmenizi son derece hızlandıracaktır. Bu yeni dilinizi öğrenirken hangi aşamada olursanız olun, aynı zamanda dili öğrenmeye çalışan biriyle birlikte buluşun, ilerlemenizi paylaşın ve birbirinize tavsiyelerde bulunun. Bunun için belirli bir zamanınız olsun. Böylelikle size yardımcı olan kaynakları karşı tarafla paylaşıp sizin de bilmediğiniz kaynakları ondan öğrenme şansınız olabilir.
Aynı zamanda öğrenmekte olduğunuz dili kendi aranızda konuşabilir, kendinizi daha rahat hissedebilirsiniz. Belki haftalık hedefler belirleyip kendinize yeni bir motivasyon bulabilirsiniz. Başkasına karşı sorumlu hissedip daha çok şey öğrenme isteği ile karşı karşıya kalacağınızdan emin olabilirsiniz.
Cüzdanı açma zamanız.
Bazen ödediğimizin karşılığını alırız bazen de o kadar şanslı olmayız. Eğer bir şeyi gerçekten çok istiyorsak onun için cüzdanın ağzını biraz açmaktan kimseye zarar gelmez. İnternette çok fazla kaynak olmasına rağmen bazen bunlar yeterli olmayabiliyor. Daha profesyonel bir yardım almak istiyorsak eğer bu durumda dil öğrenimi için bir şeyler ödemekten kaçmamak gerekiyor aslında.
Dil öğrenimine yaptığınız yatırımı boş bir yatırım olarak düşünmek yerine kendinize yapabileceğiniz en iyi yatırımlardan biri olarak görün. Bunun için bir kursa kayıt olabilirsiniz ve sizinle aynı yolda olan insanlarla tanışabilirsiniz veya özel bir öğretmen tutup öğrenme sürecinizi hızlandırabilirsiniz.
Özel bir öğretmen tutmayı düşünün.
Özel bir öğretmenden ders almak, dil başarısına hızlı bir şekilde ulaşmak için iyi bir seçenektir. Üniversitelerde, marketlerde ki panolara göz atın veya internetten nitelikli öğretmenler arayın. Birçok öğretmen daha önceki deneyimlerini paylaşır ve bu sebeple hangi üniversiteden mezun olduğunu size uygun olup olmadığını ilk aşamada belirleyebilirsiniz.
Öğretmenle anlaşmadan önce kesinlikle bir ön görüşme yapın. Ücret ve zaman hakkında kesin bilgi alın. Kaç ay süresince ders alacağınızı ve nasıl bir program izleyeceğinize öğretmenle karar verin. Eğer içinize siniyorsa ve tüm şartları karşılıklı kabul ediyorsanız o halde anlaşmamanız için bir sebep göremiyorum.
Pandemi döneminde mikrop kapmaktan korkuyor ve evinizden çıkmak istemiyor olabilirsiniz. Çoğu öğretmende sizinle aynı fikirde olduğu için online ders alma şansını yakalayabilirsiniz.
Her hatadan öğrenin ve hatalarınızla barışık olun.
Yeni dilinizi pratik yapmanıza izin veren bir ortamda bulunuyorsanız gerçekten çok şanslısınız! Kendinizi şimdiden hata yapmaya hazır hissedin. Yeni bir dil öğrenmek kadar zor bir şeyi başarmaya çalışırken egonuzu durumun dışında bırakmak en iyisidir. Mükemmellik arzularınızı ve insanlar tarafından yargılanma korkularınızı bir kenara bırakın.
Dünyanın en zeki insanı olabilirsiniz, ancak inatçıysanız veya mükemmeliyetçi iseniz kendinizi sonsuz büyüme fırsatları kaçırırken görebilirsiniz. Öğrenmekte olduğunuz dilin ülkesinde yaşayan birçok insan bu çabanızı gördüğünüzde sizin hatalarınıza odaklanmak yerine tebrik edecektir. En küçük hatalar için bile kendinizi tebrik etmelisiniz çünkü bu sizin çabaladığınızın en büyük göstergesidir.
Günlük hayatınıza devam ederken ve yeni dilinizi kullanarak pratik yaparken, her konuşmayı bir başarı veya başarısızlık olarak değerlendirmekten vazgeçin. Kendimizin en kötü eleştirmeni olmak ve belirli bir kelimeyi hatırlamadığımız veya bir düşünceyi net bir şekilde nasıl ifade edeceğimizi bilmediğimiz için kendimize yüklenmek ilk başta cazip geliyor olabilir ama bunun yerine, her konuşmanızı yeni bir şeyler öğrenmeniz için yeni bir fırsat olarak görün.
Her konuşmanızdan sonra bunun üzerinde düşünün ve kendinize yapıcı geri bildirimlerde bulunun. Belki özellikle kendinize şu soruları sorabilirsiniz:
- Hangi kelimeler veya cümleler benim bu konuşmayı sürdürmeme yardımcı oldu?
- Öğrendiğim yeni kelimeler nelerdir?
- Gelecekte benzer bir konuşmayla karşılaşırsam nasıl daha etkileyici bir şekilde konuşurum?
Öğrenme sürecinizde en dibi görüp ve en yükseğiyle karşılaşıp bunu kucaklamaya başladığınızda bu yolculuktan keyif alacak ve kendinizi takdir ederken bulacaksınız.
Unutmayın, başarı, pes etmeyi düşünüp buna rağmen devam ettiğinizde gelip sizi bulur. Verdiğim ipuçlarını dikkate alın ve dil öğrenme sürecinizi hızlandırma fırsatını yakalayın. İyi şanslar dilerim, gerçi ihtiyacınız olacağını sanmıyorum!
Sevgi Bayraktar
Proje Yönetim Okulu Editörü
Kaynakça
https://www.fluentu.com/blog/how-to-learn-a-new-language-fast/
https://eksisozluk.com/spaced-repetition–4774801