Hepimiz çeşitli sebeplerle yeni bir dil öğrenmek isteyebiliriz. İş, eğitim veya sadece o dilin ortaya çıktığı kültürü merak ettiğimiz için farklı bir dil öğreniriz. Herkesin dil öğrenme yöntemi birbirinden farklı olduğu için bu beceriyi kazanmak bazılarımız için daha kolay olurken bazılarımıza daha zor gelebilir.
Her iki durumda da dil öğrenmeyi daha keyifli hale getirerek öğrenmek, o dilin daha akılda kalıcı olmasını sağlar. Film izlemek dil öğrenmeyi keyifli hale getirecek yöntemlerden bir tanesidir. Film izlemek, ortaya çıktığı toplumun kültürünü, yaşam biçimlerini, tarihini, mizahını bize anlatırken diğer yandan da bizi dinlendiren bir aktivitedir. Bu aktiviteyi yeni bir dil öğrenme yöntemi olarak da kullanabilirsiniz.
Hepimiz film izlemeyi severiz.
Ve yaşadığımız çağda, yabancı dilde bir film bulmak problem değil.
Hiçbirimiz teknolojiden uzak değiliz- hepimizin Netflix’i veya benzer bir uygulaması var.
Bu şu demektir; muhtemelen yabancı filmler aracılığıyla dil öğrenmek ile ilgili bütün haberleri duydunuz.
Belirli bir bağlam içinde yeni sözcükler öğrenmenin, dili öğrenilen kültürü anlamanın ve dil öğrenimini olabildiğince eğlenceli kılmanın, dil öğrenimi için ideal olduğu varsayılıyor.
Dahası, filmler aracılığıyla dil öğrenmek ücretsizdir.
Sadece ufak bir sorun var. Bir süre sonra, başka bir dilde film izlemek bir angarya haline gelebilir.
Bu benim başıma birkaç kez geldi.
Yeni bir dile başladığımda oluşan ilk heyecanım geçti. Filmin bazı kısımlarını anlamaya başladığımda gelen ilk heyecanın yerini, filmin diğer kısımlarını anlayamamanın kızgınlığı almıştı. Kendimi daha zor filmler izlemeye zorladım, ama her film gecesinde kendimi ana dilimde bir film ararken buldum.
Problem neydi biliyor musunuz?
Yabancı film izlemek bana çok fazla gelmişti.
İlgimi kaybetmeye başlamam gayet normaldi. Birçok insan için uzun ve yorucu bir günün ardından film veya TV izlemek ödül gibidir. Ama bu aktiviteyi bir iş gibi görürsek o zaman elbette angarya haline gelir.
Fakat endişeye mahal yok.
Yabancı film izleyerek öğrenmeye devam edebilmeniz ve bu işi bir angarya haline getirmeden bunu yapabilmeniz için size 6 yol göstereceğim.
1. “O Sinir Bozucu Kişi” Olun
Bir film boyunca olay örgüsünde olup biten her şeye yorum yapan “o insanlardan” biri misiniz?
Eğer değilseniz, olmalısınız!
Sürekli yorum yapın.
Öğrendiğiniz dil ile ilgili bir film izlerken yorum yapmak, filme daha fazla dâhil olmanız ve konuşma pratiği yapmanız için harika bir yoludur. Ne kadar çok dâhil olursanız, filmi izlemekten o kadar zevk alırsınız.
Tamam, bu tartışmalı bir tavsiye olabilir ve her durumda geçerli değildir – örneğin bir sinemada sohbet etmeye başlamanızı tavsiye etmem.
Ancak çoğumuz evde bir sürü film izliyoruz. Yalnız seyahat ederken genellikle yabancı filmleri bilgisayarda izlerim. Ekran ile sohbet etmeye başlamak ve izlediğiniz şeye kendinizi tam anlamıyla verebilmek gerçekten harika bir şey.
Ne hakkında konuşmalı?
Garip bir soru gibi görünebilir, ancak bir film hakkında yorum yaparken ne söylemelisiniz?
Sizi ilgilendiren şeyler hakkında yorum yapın! Anadilinizde de yorum yapacağınız şeyler.
Şahsen, kısa filmler yazdığım için, bir filmin ve senaryosunun basit ayrıntıları ile ilgilenirim. Kendi dilimde, hikâye yapısı ve tekniği hakkında konuşurum, bu yüzden öğrenmek istediğim dilde de tam olarak bunlardan bahsediyorum. Beni ilgilendiren şeyler hakkında konuşma pratiği yapıyorum.
Belki de filmde daha sonra ne olacağını tahmin etmeyi tercih edersiniz? Belki karakterler, kostümler veya oyuncular hakkında yorum yapmayı seviyorsunuz?
Sizi filmde ilgilendiren ne olursa olsun, onu izlerken tam o anda söyleyin. Kendi kendinize devamlı diyalog halinde olun. Gerçekten ilgi çekici şeyler hakkında konuşma pratiği yapacaksınız. Hakkında sohbet etmek istediğiniz ayrıntılara ne kadar çok dikkat ederseniz, filmle o kadar çok ilgilenirsiniz.
Başkalarını rahatsız etmekten nasıl kaçınılır?
İnsanlar bir film boyunca sandığınızdan daha fazla konuşuyorlar. Arkadaşlarınızla film izlerken, çoğu zaman kendi yorumlarını eklediklerini görürsünüz. Bu herkesin yaptığı bir eylemdir!
Ancak, insanları sinir etmekten rahatsız oluyorsanız, bu 3 ipucu size yardımcı olabilir:
- Kendi başınıza oluncaya kadar yorumları kendinize saklayın. Başkalarıyla film izlerken sürekli yorum yapmam ama yalnız film izlediğimde gerçekten çok konuşurum. Böylelikle öğrendiğim kelimeleri tekrarlıyorum ve bir şeyi kaçırsam bile her zaman geri sarabiliyorum.
- Sadece “çok da önemli olmayan filmler” hakkında yorum yapın. Eğer bu özel filmi izlemek için yıllardır bekliyorsanız, başından sonuna kadar konuşmak zorunda olduğunuzu düşünmeyin, sadece keyfini çıkarın. Ancak, kısa bir yorumunuz varsa (öğrendiğiniz dilde olmak koşuluyla!) kendinizi tutmayın.
- Tüm yorumlarınızı sona saklayın. Belki film izlerken sessizliği seven bir kalabalıkla berabersinizdir. Sorun değil. Sadece sonuna kadar bekleyin ve bunun hakkında güzelce sohbet edin.
2.Pratik İpucu: İnceleme Yazma
İzlediğiniz filme gerçekten dahil olabilmek için pratik bir ipucu, bitirdikten sonra, öğrenmek istediğiniz dilde çevrimiçi olarak hızlıca bir inceleme yazmaktır. Bunu yapmak çok uzun sürmez (ayrıntı seviyesine bağlı olarak 20 dakika ile 1.5 saat arasında) ve bu sayede film ile ilgili sohbetlerde (ve diğer konularda) kullanabileceğin önemli kelimeler öğreneceksiniz.
3.Tanıdık Yüzleri Bulun
Sık sık, yabancı bir filmi anlamamızı engelleyen şeyin zor bir dil olduğunu düşünürüz, ancak bu sorunun yalnızca yarısıdır.
Başka bir dilde film izlerken en çok gözden kaçan sorunlardan biri, “kültürel geçmiş” farkıdır.
Kültürel bilgiyi edinmek, dilbilimsel bilgiden çok daha zor olabilir.
Şu anda içinde yaşadığınız veya içinde büyüdüğünüz kültür size zengin ve çeşitli yaşam deneyimleri sunar. Yabancı dildeki bir filmde tüm sözcükleri anlasanız bile, bu deneyimler dünya görüşünüzü filmin yapıldığı ülkenin görüşünden farklı kılar.
Yabancı filmlerde her şey yeni olduğu için genellikle tuhaf ve yabancı hissettirir- aktörler, karakterlerin “normal” ev yaşamı, mekanlar, mizah türü vb. hepsi yeni ve yabancı gelebilir.
Yıllardır İspanya’da yaşamama rağmen bir İspanyol film izlediğimde bile hâlâ “bu benim kültürüm değil” hissine kapılıyorum, bu yüzden filme sanki İngilizce’de olduğu kadar dâhil olamıyorum.
Bu sorun yabancı filmleri izlemeyi oldukça sıkıcı hale getirebilir.
Ülkenin film kültürüyle nasıl bağ kurulur?
Bu “kültürel kopukluk” ile mücadele etmenin en iyi yolu, öğrenmek istenilen kültüre olabildiğince dâhil olmaktır.
Kültürle bağ kurabilmenin ve filmlerin çekildiği kültürel geçmişinin tadını çıkarmak için 3 ipucu:
- Film seçimlerinizin tutarlı olmasını sağlayın. Filmin kültürüne aşina hissetmenin en kolay yollarından biri, aynı oyuncunun ve/ veya yönetmenin birkaç film izlemektir. Tanıdık yüz görmek veya tanıdık bir his almak, hissettiğiniz kültürel farklılığı ortadan yok eder.
- Kendi ülkenizde veya Amerika Birleşik Devletleri’nde geçen filmleri izleyin. Nereli olursanız olun, Hollywood’un dünyanın her yerine ulaşması nedeniyle hepimiz Amerika Birleşik Devletleri’ne aşinayız. Bilindik yerlerde geçen, öğrenmek istediğiniz dildeki filmleri izlemek, filmin ortaya çıktığı kültürel birikimi anlamanın iyi bir yoludur.
- Ülkenizin dublajlı filmlerini izleyin. Bazen her şey çok fazla gelebilir ve dinlenmek isteyebilirsiniz. Kendi ülkenizde çekilen dublajlı bir film izlemek, dil öğrenmeye devam ederken, filmin kültürüne içselleştirmenin harika bir yoludur.
4. Orijinali mi, dublaj mı?
Genel olarak, öğrenmek istediğiniz dilde olan mümkün olduğu kadar çok film izlemelisiniz.
Orijinal versiyonlar çeşitli nedenlerden dolayı daha iyidir:
– Kelimeleri bağlamı içinde öğrenirsiniz.
– Dublajlı filmlerin sağlayamayacağı bir şekilde o dilin ritmine alışırsınız.
– Dublajlı bir filmde yapamayacağınız, oyuncunun dudaklarını konuşma ile senkronize ederek takip edebilirsiniz.
– Sadece dili değil, kültürü de öğrenirsiniz.
Diğer yandan, dublajlı filmlerin de bazı avantajları vardır:
– Seslendirme sanatçıları bazen (her zaman değil) ekrandaki oyuncudan daha net konuşur.
– Filmin kültürü size daha tanıdık gelebilir, özellikle de film ABD yapımı ise.
En iyi tavsiye, dublajlı filmleri ve orijinal versiyonları “dönüşümlü” izlemektir. Böylece her iki durumun avantajlarından da faydalanabilirsiniz.
5. “Zorluk Derecesine” Göre Film Seçin
Öğrendiğiniz dilde hangi filmi izleyeceğinizi nasıl seçersiniz? Doğrusu, bu günden güne değişecek.
Bazı günler, “Sadece basit bir şey izlemek ve rahatlamak istiyorum” diye düşüneceksiniz.
Öğrendiğim dilde film izleyemeyecek kadar yorgun hissettiğim o günlerde, genellikle İngilizce filmlere baktığımı fark ettim. Yorgun zihnim için kolay bir seçimdi.
Mesele şu ki, yeni bir dil öğrenirken, ana dilinizdeki filmler her zaman daha kolay bir seçim gibi görünecek. Ama böyle olmak zorunda değil.
Film seçerken karşılaşılan zorluklar
Yabancı dil filmlerinin göreceli “zorluğu” üç farklı şekilde ortaya çıkıyor:
- Dilin zorluğu. Dilin seviyesi sizin anlamanız için zor olabilir.
- Kültürel geçmişin zorluğu. Filmin kültürel geçmişi, sizin için alışılmadık veya izlemesi rahatsız edici olabilir.
- Konunun zorluğu. Konusu rahatsız edici ve/ veya hikayesi karmaşık olabilir.
Öğrendiğiniz dilde film seçerken, her şeyi kendiniz için zorlaştırmamaya çalışın. Kolay bir şey izlemek istediğinizde, bu zorluklardan yalnızca birini seçin.
Kendinizi gerçekten tembel hissediyorsanız (böyle hissedebilirsiniz), dublajlı aksiyon filmi veya çocuk animasyonu gibi tüm bu kategorilerde kolay olan bir film seçin. Bu şekilde, yabancı bir film izlemek istemediğiniz zamanlarda bile öğrendiğiniz dilde film izleyebilirsiniz.
Hangi zorluk seviyesinden başlayacağınızdan emin değil misiniz? FluentU’ya bir göz atın.
FluentU, en sevdiğiniz yabancı filmlerden klipler, fragmanlar ve kamera arkası yorumları da dâhil olmak üzere gerçek dünyaya ait videoları alır ve bunları kişiselleştirilmiş dil öğrenme derslerine dönüştürür. FluentU, beceri seviyenize, öğrenme tarzınıza ve kişisel ilgi alanlarınıza birebir uyan video içeriğini keşfetmenize yardımcı olur.
İyi filmler için Netflix ve YouTube’a göz atmayı bırakıp bunların yerine kişiselleştirilmiş öneriler için FluentU’ya bakabilirsiniz. Site, izleme geçmişinizi takip edecek ve sürekli öğrenme ve iyileştirme için en iyi yolları bulacaktır.
En iyi kısım ise filmler aracılığıyla aktif olarak nasıl dil çalışılacağını öğrenmenize yardımcı olur. Siz seçtiğiniz içeriği izlerken, FluentU yeni karşılaştığınız kelimeleri bilgi kartlarına ve bir kelime listesine ekler, böylece istediğinizde alıştırma yapabilmek için bakabilirsiniz.
6. “Klasikleri” izleyin
Herhangi bir dilde izlemeniz gereken “klasik” filmler vardır. Bunları bulmanın en iyi yolu, Google’da “en iyi 100 filmi (istediğiniz dili sona ekleyerek)” aramaktır. Öğrendiğiniz dilde arama yaparak ve o dilde yazılmış sitelerdeki listeleri okuyarak en iyi sonuçlara ulaşabilirsiniz. İyi bir liste bulduktan sonra, başlangıç için birkaçını seçebilirsiniz.
Klasikleri izlemeniz için harika nedenlerden bazıları:
- “Klasik” olarak adlandırılmalarının bir sebebi var. Harika filmler izleyeceksiniz.
- Her ülkenin kendine özgü bir film kültürü vardır. O ülkedeki film kültürünü önceye kıyasla çok daha iyi anlayacaksınız.
- Neyin popüler olduğunu görebilirsiniz. O ülkedeki en iyi oyunculardan bazılarını tanımaya başlayacaksınız.
- Herkes o oyuncuları bilir. Ülkeden biriyle konuşurken en azından bir konuşma konusuna sahip olacaksınız.
Artık hedef dilinizde film izlemenin tüm eğlenceli yönlerini ve sonuçlarını bildiğinize göre, birkaç harika film seçin ve öğrenmeye başlayın!
Sibel Güney
Proje Yönetim Okulu Blog Yazarı
Görsel: Yaren Yakut