Yabancı bir dil mi öğrenmek istiyorsunuz? Harika. Bence de herkes başka bir dil öğrenmeli. Ama bilmelisiniz ki bu kolay olmayacak. Aslında gayet zor. Ama aynı zamanda tatmin edici, eğlenceli ve kesinlikle yapmaya değer. İşinize yarayacağı da kesin.
Akıcılık ne demektir?
Akıcılık, kolay bir şekilde konuşmak ve yazmak demektir. Bir dili rahatça, hali hazırda konuşuyor ya da yazıyor olmaktır.
Konu konuşmaya gelince akıcılık büyük bir iştir, hem anlaşılır olmanız gerekir hem de %99 oranında konuşulanı anlamanız.
Çoğu insan bir dilde derdini anlattığında o dili yalayıp yuttuğunu düşünür. İtalya’da bir kafede kahve ısmarlayabiliyor oluşunuz sizi İtalyanca’da akıcı bir konuşmacı yapmaz. Bir dili akıcı bir şekilde konuşuyor oluşunuz o dilde herhangi bir duygunuzu, bir düşüncenizi ne kadar kolay ifade edebildiğinizle doğru orantılıdır.
Yabancı bir dilde akıcı olabilmeniz için bir kaç öneri
1. Yurtdışına çıkmadan önce öğrenebileceğiniz kadar öğrenin
Birçok dil öğrenme önerilerinin aksine, bence yurtdışına gitmeden önce hedef dilin öğrenebileceğiniz kadarını öğrenmelisiniz, bu da size dilin en basit kullanımlarını öğrenmekten ziyade o ülkede geçireceğiniz zamanı en iyi şekilde değerlendirmenize yardımcı olur. Ayrıca fiil çekimleri gibi sıkıcı konuları da gitmeden halledin ki böylece orada, o dili anadili olarak konuşan insanlarla pratik yapıp enerjinizi gramer kullanımlarını ve yeni kelimeleri öğrenmeye harcamaya fırsatınız olsun.
Yurtdışına çıktığınızda, eğer bütçeniz yeterliyse dil dersleri alın. Bu sayede anadil olarak konuşan bir ülkede o dili öğrenme fırsatı elde etmiş olursunuz.
2. Pratik yapmayı asla bırakmayın
Yoğun bir şekilde pratik yapmak anahtar nokta- ne kadar pratik o kadar öğrenme. Yurt dışında yaşamak ise en büyük avantaj.
Dil değişimi yapabileceğiniz ya da sadece hedef dilde konuşabileceğiniz arkadaşlar edinin.
Eğer yurtdışına çıkacak iseniz, büyük şehirlerden ziyade küçük şehirleri tercih edin. Mesela Fransa için Paris değil de küçük bir Fransız köyü. Böylece orada daha kolay Fransızca’yı anadili olarak konuşan insanlarla karşılaşabilirsiniz. Hatta İngilizce bilmeyen böylece sizi Fransızca konuşmaya zorlayacak arkadaşlar edinebilirsiniz.
3. Bir ailenin yanında kalın
Yurt dışında belirli bir süre kalacaksanız, bir ailenin yanında kalmayı tercih edin. Böylece hedef dili bir kursta ya da okulda size asla öğretilmeyecek bir şekilde öğrenmiş olursunuz. Dil öğretmeninizin size hiç küfür öğrettiğini hatırlıyor musunuz? Bir aileyle yaşamak o dilin sınıfta öğretilenden çok daha farklı olduğunu anlamanın en kolay yolu.
4. Yanınızda küçük bir defter ve sözlük taşıyın
Bir dili kitaplardan değil de günlük hayatın içinde kendi kendinize öğrenmeye çalıştığınızda eğer 7 yaşında değilseniz duyduğunuz her şeyi akılda tutmanız kolay olmayacaktır. Bir defter taşıyarak duyduğunuz yeni kelimeleri, kalıpları, gramer kullanımlarını yazıp daha sonra da tekrar ederseniz o dili yavaş yavaş benimsemeye başladığınızı fark edeceksiniz. Yanınızda sözlük bulundurmanız ayrıca yeni kelimeleri öğrenme sürecinizi de hızlandıracaktır.
Ve kulak misafirliği yapın. Otobüste, kafede. Her yerde çevrenizde konuşanları dinleyin. Ne kadar çok şey öğreneceğinizi tahmin edemezsiniz.
5. Her şeyiniz hedef dilde olsun
Hedef dilde televizyon izleyein, film izleyin hatta dergi veya blog okuyun. Hem dilinize katıkısı çok büyük olacak hem de o ülkenin kültürünü de öğrenmiş olacaksınız.
Film ya da dizi izlerken alt yazı seçeneğini de hedef dilde yapın böylece yeni kelimelerin nasıl yazıldığın görerek aklınızda kalmasını kolaylaştırmış olursunuz hem de not alabilirsiniz.
Ayrıca kesinlikle hedef dilde kitap okumalısınız. Ama online ya da e-book olarak değil bildiğiniz kağıt olarak. Okurken yeni kelimelerin ya da farklı kullanımların altını çizebilirsiniz. Mesela Harry Potter’ı hedef dilinizde okuyun. Ya da bıkmadan okuduğunuz en sevdiğiniz çocukluk kitabınızı. Böyle yaparak öğrenme sürecinizi kolaylaştırır ve bundan zevk alırsınız. Hem de neler olup bittiğinden bir haber kalmazsınız.
Ne yapmak istiyorsanız onu yapın, ama dili yabancı olsun. Yemekle mi ilgileniyorsunuz o zaman yemek kitapları okuyun.
6. Dil değişimini deneyin
‘’Franglish’’ (http://www.franglish.eu ) gibi dil değişimleri bir dili anadili olarak konuşan insanlarla derinlemesine muhabbetlere girmenize olanak tanır. Sanki bir dil speed-dating’i gibi. Fransızca konuşan biriyle İngilizce konuşan biri eşleşir, 7 dakika bir dil 7 dakika diğer dil konuşulur. Konuşma bittikten sonra başkalarıyla konuşmak için masa değiştirip devam edebilirsiniz.
Hedef dilinizi anadil olarak konuşan insanları bulmak zor olabilir. Ama Couchsurfing, Totalingua ya da Conversation Exchange gibi online platformlar size yardımcı olacaktır. Ancak unutmayın tanımadığınız insanlarla belki de yüzyüze buluşacak olabilirsiniz bu yüzden görüşmelerinizi gün içinde ve insanların çok olduğu alanlarda ayarlamaya özen gösterin.
7. Her kelimeyi hatırlayabilmek için ciddi bir çaba gösterin
Eğer etrafınızda hedef dilinizi anadil olarak konuşan insanlar varsa yeterince şansılısınız. Bu yüzden bunu iyi değerlendirin ve her şeyi hatırlamak için kendinizi zorlayın. (Şimdi o küçük not defterine ihtiyacınız oldu işte!) Ne söylediklerini unutursanız, çekinmeden sorun. Kimse tembel birine bir şey öğretmek istemez. Heyecanınızı saklamayın.
Ayrıca yorgun olsanız da hatta saat sabahın 8’i de olsa ya da bütün gün konuşmaktan bıkmış, sürekli hata yapmaktan utanıyor olsanız da kendinizi zorlayın. Konuşun, konuşun.
8. Hedef dilinizi konuşan bir sevgili yapın
Haha :) Ama gerçekten yararlı. Sizin için yürüyen bir sözlük olacak, her gün saatlerce sizle hedef dilinizi konuşacak ve hatalarınızı düzeltecek kadar sizi seven birini bulmanız lazım. İnanılmaz yararlı. Bir dili öğrenmenin en kolay yolu.
9. Hata yapmaktan korkmayın
Bu sizin anadiliniz değil. Tabii ki de hatalar yapacaksınız ve bu çok normal. Dil öğrenmenin yegane yolu konuşmak ve insanların sizi düzeltmesidir. Bu yüzden hatalarınızı düzeltenlere karşı nazik olun, teşekkür edin ve gücenmeyin. Hatta ne zaman biriyle konuşsanız, onun anadilini öğrenmekte olduğunuzdan bahsedin ve kibarca hatalarınız olursa düzeltmesini rica edin.
10. Gerekli olduğunda yüzsüzlük yapmaktan çekinmeyin
Global bir dünyada yaşıyoruz. Yani herkes süper İngilizce konuşamasa da her fırsatta pratik yapmaya çalışıyor.
Eğer siz hedef dilde konuşurken karşınızdaki ısrarla sizle İngilizce konuşmaya devam ediyorsa kibar bir şekilde siz hedef dilinizde konuşmaya devam edin. Onların ülkesine gidip onların anadilini öğrenmek için o kadar uğraşan sizsiniz! Bu sizin en doğal hakkınız.
Eğer baktınız insanlar bir türlü İngilizce karşılık vermeyi bırakmıyorlar, İngilizce bilmiyormuş gibi yapın hatta abartın. Böylece garip hissedip rahatsız olurlar ve sizinle konuşabildikleri tek dilin sizin hedef diliniz olduğunu idrak edebilirler. Biraz çirkefçe ama işe yarayacaktır. Kibarlık yapıp asıl hedefinizden şaşmayın.
11. Son olarak en önemlisi asla vaz geçmeyin. Bunu yapabilirsiniz.
Belki McDonald’s’taki kasiyer aksanınızla dalga geçecek. Çünkü tek konuşabildiği kendi anadili. Bırakın kıskananlar çatlasın. Çalışmaya devam edin. Başaracaksınız.
Size yardımcı olabilecek uygulamalar:
GoogleTranslate: Her zaman doğru olmasa da işe yarıyor.
Teneln Radio: Fransızca için ideal.
Spanish Dict: İspanyolca-İngilizce sözlük sitesi de olan harika bir uygulama.
Size yardımcı olabilecek kitaplar:
501 Spanish Verbs: Bu kitap i-na-nıl-maz. Fiillerin hepsi sizin için çekili durumda. Bu serinin ayrıca Latince, İbranice, İtalyanca, Fransızca, Almanca, Portekizce, Rusça, İngilizce ve Japonca versiyonları da var.
Larousse Pocket Dictionary: Her zaman taşımalık. İngilizce-Fransızca ve Fransızca-İngilizce olması ise büyük kolaylık.
The Essential Neruda: Selected Poems (Bilingual Edition) Harry Potter gibi okunabilecek bir kitap. Çift dilliler için ideal.
Dilay Doğru
Proje Yönetimi Okulu Blog Yazarı