Üniversite hayatı hakkındaki filmlerin üniversiteye gitseniz de gitmeseniz de bir çekiciliği vardır. Bu tür aynı zamanda pek çok film klişesinin yaratıcısıdır (klasik çılgın partiler, okulun ineği olarak adlandırılan tiplemenin havalı birine dönüşmesi vb.).
Üniversite kampüsünde geçen filmleri ezberden söylemek kolay olurdu. Fakat bunun yerine, bu liste bulunanlar üniversite hayatının iyi ve kötü yönlerini gösteren, her yerdeki üniversite öğrencilerinin kendinden bir şeyler bulabileceği, mezun olmuş olanların eski anılarını anımsayacağı ve geri kalan herkesin arkasına yaslanıp hayal edeceği filmlerdir.
National Lampoon’s Animal House (1978) (Çılgınlar Okulu)
Bu, diğer bütün üniversite filmlerinin ilham aldığı altın filmdir. Listeyi bu klasik olmadan bitirmek adeta kutsala saygısızlık olurdu. Alt sınıf Deltaların okulun elit kesimiyle yaşadıkları zorlukları anlatan bu film, bugün üniversite hayatı hakkında film yapan herkese bir ilham olmuştur.
The Social Network (2010) (Sosyal Ağ)
Bu daha yeni film bizi Facebook kurucusu Mark Zuckerberg’in Harvard yurtlarında başlayan ve dünyayı değiştiren macerasına götürüyor. Parti, futbol, cinayet ve kargaşa elementlerine önem vermeyerek bu film, bize üniversite öğrencilerinin dünyayı değiştirme potansiyeli olduğunu hatırlatıyor. Yıldızlarla dolu oyuncu kadrosu ise bu hikayeye beklenmedik bir hareket getiriyor.
Revenge of the Nerds (1984) (İneklerin İntikamı)
Bir başka klasik, bu film bizi inek olmanın pek de kabul görmediği zamanlara götürüyor. Çoğunuz o dönemleri hatırlamıyor bile olabilir fakat bu sorun değil. Eğer daha önce bu sebepten alaya alındıysanız Lambdasların zaferini paylaşabilirsiniz.
The Graduate (1967) (Mezun)
Okul bittikten sonra nereye gideceksiniz? Ne yapacaksınız? Eğer akıllı, hazır ve dürüst olmak gerekirse biraz da şanslıysanız eve gitmek, depresyona girmek, havuz kenarında yatmak ve annenizin arkadaşıyla ilişki yaşamaktansa bir işe girersiniz. İşiniz olsun olmasın, annenizin arkadaşıyla ilişki yaşamak pek önerilmez. Genel anlamda bir üniversite filmi gibi görünmese de başka hiçbir film üniversite sonrası dönemin uyuşukluğunu ve yılgınlığını daha iyi anlatamaz.
With Honors (1994) (İnsanlık Yolu)
With Honors’da Brendan Fraseer kendini beğenmiş ve çok başarılı bir şekilde mezun olacağını düşünen bir Harvard öğrencisini canlandırıyor. Ta ki değerli tezi evsiz bir adam pozisyonunda sonuçlanana kadar. Önermesi biraz sorgulanabilir olsa da bu film, Fraser’in karakterinin de yakında öğreneceği pek çok hayat dersi barındırıyor.
Back to School (1986)
Babanızın milyoner olması harika bir rüyayken, babanızın okula gelmesi kesinlikle bir kabustur. Rodney Dangerfield Back to School’da oğlunu onunla birlikte okula giderek mutlu etmeye çalışıyor. Tahmin edilebilir bir şekilde kendini partilerden biraz dikkati dağılmış buluyor ve oğlunun aksine o, ödevini yapması için profesyonellere para ödeyebiliyor.
Dead Man on Campus (1998)
Bir üniversite filmi klasiği. Oda arkadaşlarından biri kendini öldürürse diğerinin bütün notlarının A olacağı Ivy League tarihi kadar eski bir efsanedir ve iki arkadaş da kendilerine intihara meyilli bir oda arkadaşı aramaya koyulur. Ne kadar uğraşsalar da planları çok yanlış gider.
St Elmo’s Fire (1985) (Gençlik Ateşi)
Bir grup şımarık, kendini beğenmiş mezunun üniversite hayatını geride bırakıp gerçek hayata atılma çabaları. Her ne kadar filmdeki karakterler kimi zaman filmi izlemeyi zorlaştıracak kadar kötücül de olsalar, Üniversite ile yetişkinlik arasındaki zorlu sürecin tasviri filmi kesinlikle izlemeye değer kılıyor.
The Rules of Attraction (2002) (Kural Ötesi)
American Psycho’yu yaratan Bret Easton Ellis’in romanından uyarlanan bu film, sınıf arkadaşları arasında beklenmedik bir aşk üçgenini anlatıyor.
Rudy (1993)
Rudy bu listedeki ilk spor filmi ve muhtemelen en acıklı olanı. Danie Ruetteger’in ortalama atletik performansı, pek de iyi olmayan geçmişi ve diğer oyuncuların yarı boyunda olmasına rağmen Notre Dame için futbol oynama hayallerini anlatıyor. Futbol ile ilgilenseniz de ilgilenmeseniz de kaçırmamanız gereken bir film.
Wonder Boys (2000) (Harika Çocuklar)
Michael Chabon’un aynı isimli romanından uyarlanan film, son kitabını bastırmak için kendini parçalayan bir yaratıcı yazarlık hocasına ve intihar meyilli öğrencisine odaklanıyor. Maceraları karanlık olsa da alışılmadık. Pek çok üniversite filminin aksine sonu beklenmedik ve izlemesi tatmin edici.
The Skulls (2000) (Saklı Seçilmişler)
The Skulls, bir gizli kampüs örgütünün korkutucu iç çalışmalarını anlatıyor. Filmde geçen gizli örgüt Yale’in gerçek hayattaki üyeleri arasında ABD başkanlarını ve pek çok ünlü politikacıyı da barındıran ‘Skull and Bones Society’.
Urban Legend (1998) (Gerçek Efsaneler)
Çoğumuz için hayalet hikayeleri anlatma ve gece korku filmleri izleme en az partiler (ve tabii ki ders çalışmak) kadar üniversite hayatının bir parçası. Urban Legend sadece birbirini korkutmak amacında olan öğrencilerle en çok hatırlanan korku hikayelerini bir araya getiriyor .
Good Will Hunting (1997) (Can Dostum)
Ben Affleck ve Matt Damon’ı içinde bulunduran kadrosuyla bu film, matematiğe gizli bir yeteneği olan bir hademeyi anlatıyor. Damon’ın karakteri mahallesi ve en iyi arkadaşını geride bırakarak pek çok sınırla boğuşuyor. Aileyi ve arkadaşları geride geride bırakmak pek çok üniversitesi öğrencisinin kendini bulduğu bir durum.
Legally Blonde (2001) (Bu Nasıl Sarışın)
Legally Blonde günümüz kız gücünü en iyi anlatan filmlerinden. Bazen komik bazen saçma ve her zaman bir üniversite sınıfın içini en doğru şekilde göstermiyor olabilir fakat bu film aynı zamanda kalpleri ısıtan ve zekice yazılmış bir film. Legally Blonde o kadar sevildi ki bir Broadway müzikaline bile uyarlandı.
Monsters University (2013) (Sevimli Canavarlar Üniversitesi)
Bu macerada Sevimli Canavarlar’dan tanıdığımız Mike ve Sully’nin henüz sıkı dost olmadığı üniversite günlerine dönüyoruz. Billy Crystal, John Goodman ve Steve Buscemi’nin dublaj kadrosunda olduğu film, bizi ikilinin üniversite maceralarına götürüyor.
Old School (2003) (Eski Dostlar)
Hiç okul günlerine dönmeyi istediniz mi? Üstelik dersler ve hocalar da yok. Film, üç eski arkadaşın eski günlerine dönmek isterken kendilerine bir okul dönemi yaratmalarını konu alıyor.
Nisa Ödül Topçu
Proje Yönetimi Okulu Blog Yazarı
