Üniversite tercih döneminin gelmesiyle üniversite bölümleri ve vaat ettikleri gelecek son günlerde daha da konuşulur oldu. Özellikle geleceği çok olmadığı, mezuniyet sonrası işsiz kalma ihtimalinin çok yüksek olduğu bölümler, insanlar o alanda çalışmalar yapmak istese dahi insanları kararsız bırakıyor. Bölüm seçiminde meslek, para, çalışılacak ülke, girilecek sektör gibi konular üzerine derince düşünülmesi gerek. Özellikle de özel sektör/devlet sektörü sorusuyla başlayıp etrafımızdaki birçok kişinin mesleki anlamda bir yerlere gelmesinin böylesi zor olduğu Türkiye’de mi yaşamak istediğinize karar vermelisiniz. Bu tür koşulları düşündüğünüzde size daha çok katkısı olabilecek bölümleri seçmeniz daha olası.
Peki Uluslararası İlişkiler nasıl bir bölüm? Bu bölümden mezun olursanız ne gibi koşullarda çalışabilirsiniz? Eğer bu alana ilgiliyseniz ve okumayı çok istiyorsanız, ancak gelecekte bu bölümü okumuş biri olarak neler yapabileceğiniz konusunda çok fazla bilgi sahibi değilseniz doğru adrestesiniz! Boğaziçi Üniversitesi Siyaset Bilimi ve Uluslararası İlişkiler 3. Sınıf öğrencisinin ağzından Uluslararası İlişkiler Mezunları Ne Yapar?
Dış İşleri Bakanlığı
Dış İşleri Bakanlığı birçok Uluslararası İlişkiler 1. Sınıf öğrencisinin hayalidir. Ancak son sınıflara gelindiğinde birçok kişi bundan vazgeçmiş olur. Bunun çeşitli sebepleri var, ancak en önemlisi: Gerçekleri görmek. Ne yazık ki ülkemizde bir yerde tanıdığınız yoksa üst düzey devlet kurumlarına girmek oldukça zor ancak yine de imkansız değil. Eğer şansınızı denemek isterseniz 27 yaşınızı doldurana dek Dış İşleri Bakanlığına sınava tabi tutularak girebilirsiniz. Bu sınav Uluslararası İlişkiler alanında yapılan İngilizce bir sınavdır. Ayrıca İngilizce-Türkçe iki sınava girmeniz gerekir, bu sınavlarda çeviri yeteneğiniz ölçülür. Başka bir dil biliyorsanız o dilde de sınava girip yeterliliğinizi gösterebilirsiniz, ki sizi bir adım daha öne taşır. Önceki seneler KPSS yeterliliği istese de son yıllarda bu kaldırıldı. Yani geçmeniz gereken aşamalar Dış İşleri Bakanlığının kendi sınavları ve mülakatı haline geldi. Şayet mülakata ulaşırsanız, oldukça sayılı kişiler arasına girdiğinizi bilmelisin! Ancak asıl sorun burada başlıyor, çünkü mülakatlarda torpil işleyebiliyor. Ancak yine de Emekli Büyükelçi Temel İskit eskisine oranla daha az torpil gerektiğini söylüyor. Özellikle de memurluktan ziyade akademik kontenjandan girecekseniz sizin kendinizi geliştirmiş olmanız daha önemli konumda.
Girdikten sonra 4. Katip, 3. Katip, 2. Katip, 1. Katip gibi aşamalardan geçerek Ataşelik, Diplomatlık, Konsolosluk, Büyükelçilik gibi mevkilere çıkabileceksiniz. İlk zamanlarda Ankara’da çalışsanız dahi genelde 2. ya da 1. Katiplikten itibaren yurtdışına atanmaya başlarsınız. 2-3 yılda bir çalıştığınız yer değişir, ancak bu gezmeyi ve yeni deneyimler kazanmayı sevenler için harika bir fırsata dönüşebilir!
Gerçekten Uluslararası İlişkiler alanına tutkulu hangi insan ülkesini yurtdışında temsil etmek istemez ki?
Uluslararası Kuruluşlar(BM,NATO, Avrupa Konseyi,…)
Türkiye’nin üye olmadığı bazı kuruluşlar da temsilen Türkiye’den delege bulundurabilmekle beraber özellikle üye olunan kuruluşlarda Türkiye belli sayıda temsilci bulundurur. Eğer diplomasi, insan hakları, uluslararası suçlar vb. alanlarda ilgiliyseniz kendi ilgilendiğiniz alanda çalışmalar yapan bir kuruluşta temsilci olabilirsiniz. Ancak bunun için Türkiye’nin sizi bu mevkiye uygun görmesi gerekmektedir. Avrupa başta olmak üzere kuruluşlar merkezi olarak genellikle Avrupa diplomasını yeğleyeceğinden eğer lisansınızı Türkiye’de yapıyorsanız, yüksek lisansınızı Avrupa’daki güçlü ülkelerden birinde iyi bir üniversitede yapmanızı tercih ediyoruz. Özellikle hukuk alanında da eğitiminiz olsa fena olmaz. Belki burada Uluslararası İlişkiler okuduktan sonra Avrupa’ya gidip Hukuk okuyabilirsiniz.
Eğer uluslararası arenalarda bulunmaktan hoşlanıyorsanız hayatınızda asla sıkılmadan gerçekleştireceğiniz bir meslek olur!
Sivil Toplum Kuruluşları
Eğer belli dünya görüşleriniz varsa, insan haklarına önem veriyorsanız, eşitliği savunuyor ve bu dünya düzeninde belki bir şeyleri değiştirmek, insanların hayatını değiştirmek istiyorsanız Sivil Toplum Kuruluşları belki de en iyi seçenek olacaktır. İlk başlarda üye olarak başlayabileceğiniz gibi sonrasında kalıcı çalışan olup yükselebilirsiniz.
Özel Şirketler
Özel şirketler kavramı oldukça geniştir. Ama yanlış duymadınız! Alan çok geniş de olsa aklınıza gelebilecek hemen hemen tüm şirketlerde(mühendislerin yapacağı işlerde değil tabikiJ) çalışabilirsiniz. Türkiye’deki üniversitelerde Uluslararası İlişkiler bölümlerinin çoğunluğu İktisadi ve İdari Bilimler fakültesi altındadır. Bu şu anlama geliyor ki, öğrenecekleriniz sadece kendi alanınızla sınırlı olmayıp belli zorunlu başlangıç dersi ve buna ek olarak seçmeli olarak alabileceğiniz İşletme ve İktisat dersleri olacak. Eğer bu fırsatı lehinize çevirebilmeyi başarırsanız şirketlerin kapıları da size açılır. Ancak bu noktada, şirketlerin sadece lisans eğitiminize önem vermeyip okul dışında kendinizi geliştirmek amaçlı neler yaptığınızı (staj, gönüllülük, sertifika programları vb.) da özellikle incelediğini söylememiz gerek. Mezun olunca hemen gidip çalışabilirsiniz anlamına gelmese de yine de gerekli emeği sarf ederseniz neden olmasın?
Kendinizi bölümünüzde fazla kısıtlandırmamanızı tavsiye ederim. Okuluma ilk kez geldiğimde bölüm tanıtımında yine bizim okulda görev yapan Koray Çalışkan’ın söylediklerini hatırlıyorum: ‘’Bizden mezun olanların yarısı gazeteci ya da bankacı oluyor.’’ ‘’Bile’’ demek istemiyorum ama Boğaziçi mezunları dahi kendi bölümünü yapamıyorsa ya ülkedeki sistemde bazı sorunlar vardır ya da insanlar Uluslararası İlişkiler bölümünü okurken belki de farklı alanlarda çalışmak istediğine karar veriyordur.
Olanakları çok olsa da bazen de insan kendi şansını kendi yaratır ve bu şans emekten başka bir şey ile yaratılmaz. Eğer bu bölümü okuyacaksanız gerçekten tutkulu olmanızı ve İngilizce dışında 1-2 dil daha öğrenip yurt dışında deneyimler kazanmanızı tavsiye ediyorum. Ve tabii ki bu bölümü saygıdeğer bir üniversite ve İngilizce okuyun!
İlayda Bal
Proje Yönetimi Okulu Blog Yazarı