Stockholm Sendromu, bir rehine durumunda, rehin alan kişiye karşı duygusal bir bağlanma ve sempati duyulması olarak tanımlanır. Bu durum, birçok kez rehin alan kişinin zorla tutulduğu, psikolojik baskı kurulduğu ve şiddet gördüğü bir durumda ortaya çıkmıştır.
Stockholm Sendromu, ilk kez 1973 yılında Stockholm’de yaşanan bir banka soygununda meydana gelmiştir. Dört banka çalışanı ve bir banka müşterisi, rehin alınarak beş gün boyunca soyguncular tarafından zorla tutulmuştur. Rehineler, bir süre sonra soygunculara karşı bir dayanışma-güven hissetmişler ve sonunda serbest bırakılmalarından sonra, polis tarafından kurtarılmaya karşı çıkmışlardır. Bu olay, Stockholm Sendromu olarak adlandırılan durumun tanımlanmasına neden olmuştur.
Stockholm Sendromu Belirtileri
Stockholm Sendromu belirtileri, rehine durumuna bağlı olarak değişebilir, ancak aşağıdaki semptomlar sıklıkla görülür:
- Empati: Rehin alan kişilere karşı sempati veya empati duyma eğilimi.
- İlgilenme: Rehin alan kişilerin isteklerine ilgi gösterme eğilimi.
- Savunma: Rehin alan kişileri savunma eğilimi.
- Stockholm sendromunda kişilerin yargıları, mantıklı ve gerçekçi olmaktan uzaklaşır.
- Bağlanma: Rehin alan kişilerle duygusal bağlanma eğilimi.
- Korku: Rehin alan kişilerin serbest bırakılmaktan korkma eğilimi.
Stockholm Sendromu, genellikle uzun süren stresli bir durumda veya şiddetli bir olayın ardından ortaya çıkar. Bu durumda, rehine olan kişiler, rehin alan kişilere karşı güçsüz hissetmeleri ve kurtuluşlarını sadece onların kontrolünde görmeleri nedeniyle, bağımlılık ve empati hisleri geliştirirler.
Stockholm Sendromu Nedenleri
Stockholm Sendromu, rehin alan kişinin zorlandığı koşullar ve rehin alan kişinin davranışlarına bağlı olarak ortaya çıkabilir. Rehineler, genellikle uzun süren bir stres durumunda bulundukları için, rehin alan kişiye karşı bir bağımlılık geliştirirler. Ayrıca, rehin alan kişinin, rehineleri iyi muamele gördüğüne dair bir izlenim vermesi de Stockholm Sendromu’nun oluşumunu etkileyen faktörler arasındadır. Bu nedenle, rehin alan kişi, rehinelerin ihtiyaçlarını karşılamaya çalışır ve onlarla empati kurarak, onların güvenini kazanmaya çalışır.
Ayrıca, Stockholm Sendromu’na neden olan diğer faktörler arasında, rehinelerin geçmişindeki travmatik olaylar, duygusal zorbalık, tükenmişlik sendromu, kayıp veya ayrılık gibi durumlar da sayılabilir. Bu faktörler, rehinelerin daha duygusal ve hassas olmalarına neden olabilir ve böylece rehin alan kişiye karşı bir sempati ve bağlanma hissi uyandırabilir.
Stockholm Sendromu Tedavisi
Stockholm Sendromu, profesyonel yardım ile tedavi edilebilir. Tedavi, genellikle bir psikolog veya psikiyatrist tarafından yürütülür ve şu yöntemler kullanılabilir:
- Bilişsel Davranış Terapisi: Bu tedavi, rehinelerin düşünce ve davranış kalıplarını değiştirerek, Stockholm Sendromu’ndan kurtulmalarını sağlar.
- Grup Terapisi: Grup terapisi, rehinelerin birbirleriyle konuşarak, ortak bir çözüm arayışı içinde olmalarını sağlar.
- İlaç Tedavisi: İlaç tedavisi, rehinelerin duygusal ve zihinsel durumunu stabilize etmeye yardımcı olabilir.
-
Aile Terapisi: Aile terapisi, rehinelerin ailelerinin de desteğiyle, Stockholm Sendromu’ndan kurtulmalarına yardımcı olabilir.
Stockholm Sendromu, siyaset psikolojisi ve sosyal psikolojide de örneklendirilmektedir. Siyaset psikolojisinde demokrat olmayan yönetimlere karşı duyulan aşırı bağlanma ve ikili ilişkilerde toksik kişilerden vazgeçememe gibi konular da Stockholm Sendromu üzerinden örneklendirilmektedir.
Son olarak Stockholm Sendromunu konu edinen gerçek hikayeden uyarlanan ve Netflix platformunda yayınlanan “Clark” mini dizisini izlemenizi öneriyorum.
Proje Yönetimi Okulu Koordinatörü