Star Wars’un kırkıncı yıl dönümü kutlu olsun! Bu bilim-kurgu serisinin ilk filminin 1977’de vizyona girdiğine inanabiliyor musunuz? Sanki uzuuun zaman önce (çok çok uzak bir galakside) yaşanmış gibi geliyor değil mi? Fakat, konusu, hikayesi ve karakterleri geçmişte olduğu kadar günümüzde de hala önemini koruyor, ilk günkü gibi seviliyorlar.
Bunu söyleyerek belki biraz büyük konuşmuş olacağım ama I’den VII’ye bütün bölümlerin benim bugün olduğum insan olmamı sağladığını söyleyebilirim. İddialı bir ifade, değil mi? Abartmıyorum, kendimi bildim bileli bu üçlemeleri izliyorum. Hatta bu süre, bir keresinde neredeyse bir okul dansı için saçıma Prenses Leia’nın o meşhur tarçın çöreklerini andıran topuzundan yaptıracak kadar öncelere dayanıyor, buna da yazının ilerleyen kısımlarında değineceğim.
Yoda’dan Han Solo’ya,Obi Wan’dan Rey’e (evet son filmde olmasına rağmen Rey’den bile) tüm karakterlerden hayat hakkında çok şey öğrendim. Bu kült serinin bana neler kattığını öğrenmek istiyorsanız, okumaya devam edin.
1. EVRENİN HAKİMLERİ: KADINLAR
Bunda zaten hemfikiriz. Ama, Star Wars serisi, Star Wars’u Star Wars yapan, o güçlü, havalı kadın karakterleri sayesinde bu konudaki görüşümü pekiştirdi. Prenses Leia (Carrie Fisher), Queen Amidala (Natalie Portman) ve Rey (Daisy Ridley)’e buradan selam gönderiyorum.
2. BİR AKIL HOCASI EDİN
Obi Wan Kenobi’den Luke Skywalker’a, tüm Jedi ustaları nasihat ve akıl hocalığı için Yoda’ya danışıyor. Hepimizin hayatlarımızda bir Yoda’ya, en azından tüm bilgeliğini, öğretilerini ve hayat anlayışını bize miras bırakacağı bilge birine ihtiyacımız var. Daha da önemlisi bize “Etmelisin sabır, genç padawan.” gibi devrik cümleler kuran birine.
3. MİZAH OLMAZSA OLMAZ
Han Solo ve Chewbacca, tüm seri boyunca serinin mizah konusunda imdadına yetişiyor. Kıvrak zekâ ve iğnelemeden aldığım tadı onlara borçluyum desem yalan olmaz. Tatooine’den kaçtıktan sonra Skywalker Solo’nun uçma yeteklerini sorgularken Solo’nun “Ağzından çıkanlara dikkat et, yoksa kendini eve süzülürken bulursun” demesi, daha sonra başarılı bir şekilde kaçtıklarında “Herkes bana aynı anda teşekkür etmesin” dediği sahne üzerine Chewy’nin cevabını tahmin edebileceğinizden eminim.
4. GÜCÜ KULLAN
Bütün seri bu slogan üzerine kurulu olduğundan bundan etkileneceğim barizdi. Fakat ne olursa olsun bu slogan, çevremde sahip olduklarım için -maddi ya da manevi- minnettarlığımı arttırdı diyebilirim. Güç sizinle olsun!
5. KANKAM OLMADAN ASLA
C-3PO ve R2-D2 tabir yerindeyse ölümüne kankalar. Zamanlarının neredeyse tümünü beraber laflayarak, atışarak ve bir şeyleri kurcalayarak geçiriyorlar. Bu iki robot, bana arkadaşlık adına çok şey öğretti. Han Solo ve Chewbacca’nın dostluğu da hayran olunası örneklerden bir diğeri.
6. SÜRÜDEN AYRIL
Bütün Storm Trooper’lar birbirinin aynısı, değil mi? Yanılıyorsunuz! John Boyega’nın canlandırdığı karakter Finn, hepimizin aynı olmak zorunda olmadığını, sürünün geri kalanıyla ters düşse de kendi fikirlerimiz, düşüncelerimiz ve eylemlerimizin olabileceğini kanıtladı.
7. HERKES İKİNCİ BİR ŞANSI HAK EDER
Belki çoğu kişi bana katılmayacak ama Darth Vader’a az da olsa üzülüyorum ve insanların onun çok üstüne gittiğini düşünüyorum. Kendi oğlunun (Luke Skywalker) bile sonunda onunla barışması gösteriyor ki, hayatınızdaki en zalim insanlar bile belki ikinci bir şansı hak ediyordur, ne dersiniz?
8. TOPUZ HERKESE GİTMEYEBİLİR
Prenses Leia kadar topuzun yakıştığı bir insan yok, buna bizzat şahit oldum. Lise mezuniyeti için gittiğim kuaförden saçıma o meşhur, filmde tarçın çöreklerini andıran topuzdan yapmasını istemiştim (Star Wars hayranlığım bana bunu da yaptırdı, evet.). Eve vardığımda, aynaya bakış atmamla Leia esintili topuza arkadaşlarımdan biri (özellikle sevdiğim çocuk) tanık olamadan bozmam bir olmuştu. Bu maddeden çıkaracağımız sonuç: Topuzun kendinize yakıştığını düşünebilirsiniz fakat kimse bir Prenses Leia değil.
Şevval Serbes
Proje Yönetimi Okulu Blog Yazarı
Çeviri: Şevval Serbes 8 Life Lessons I Learned from Star Wars by Janelle Grodsky
