Reggio Emilia Yaklaşımı, tüm insanlara ait yüz dil aracılığıyla öğrenen ve başkalarıyla ilişkiler içinde büyüyen, gelişim potansiyeli güçlü ve hakları olan bir çocuk imajına dayalı bir eğitim felsefesidir. Reggio Emilia Yaklaşımı’na göre eğitimin amacı; büyüme sürecindeki çocuğun gelişimini engelleyen “duvar”ın ortadan kaldırılmasıdır. Eski ve katı kurallar, güncelliğini yitirmiş kavramlar, yetişkinlerce benimsenmiş anlaşılması güç davranış ve tutumlar, geleneksel eğitim yöntemleri bu “duvar”ı oluşturmaktadır.
Reggio Emilia Yaklaşımı Nedir? Nasıl Uygulanır?
Reggio Emilia felsefesi, çocuklar için öğretme, öğrenme ve savunuculuk yaklaşımıdır. En temel haliyle çocukların bildiklerini, merak ettiklerini ve onları nelerin zorladığını gözlemleme yöntemidir. Öğretmenler, çocukların akademik ve sosyal potansiyellerini genişletmelerine yardımcı olacak gelişimsel olarak uygun yolları yansıtmak için bu gözlemleri kaydeder. Uzun vadeli projeler, temel akademik alanları sınıf içinde ve dışında birbirine bağlar.
Reggio Emilia Yaklaşımı aşağıdakilere dayanmaktadır:
- tüm çalışanlar için kollektif ve ilişkilere dayalı çalışma
- çok sayıda eğitimci ve öğretmenin çocuklarla günlük ilişkileri
- atölye ve atölyenin insanı
- okul içi mutfaklar
- eğitimci olarak çevre
- yaratıcı bilgi süreçlerini görünür kılmak için çalışmalar
- pedagojik ve eğitimsel uygulama koordinasyon grubu
- ailelerin katılımı
Freire Eğitim Anlayışı Nedir? Özgürlükçü Eğitim Anlayışı
Çocukların Yüz Dili
Reggio yaklaşımında buna “Çocuğun Yüz Dili” adı verilir. Çocukların düşüncelerini ve duygularını herkes tarafından görünür kılmak adına kullandıkları birçok sayıda dile sahip olduklarına inanılır. Bu diller aracılığıyla çocukların sembolik düşünmesi, yaratıcılığı ve iletişim becerileri gelişir.
Stüdyo öğretmeni (veya Atelierista), düşünmeyi ve kavramları sürdürmek için materyaller ve araçlar içeren kasıtlı bir alan olan Stüdyo aracılığıyla diğer öğretmenler ve çocuklarla yakın bir şekilde çalışır. Daha büyük Stüdyoya ek olarak, her Discovery’de Mini stüdyolar bulunur. Materyallerle yapılan şey başlı başına sanat değildir çünkü Reggio eğitimcilerinin görüşüne göre çocukların medya kullanımı müfredatın ayrı bir parçası değil, tüm bilişsel sembolik ifade öğrenme sürecinin ayrılmaz bir parçasıdır.
Öğretmenin Rolü
Çocuğun imajı, öğretmenin rolünü şekillendirir ve dört ana bileşen içerir. Öğretmenler:
Yardımcı kurucular: ortaklar, rehberlik eder, besler, sorunları çözer, öğrenir, hipotezler kurar
Araştırmacılar: öğrenir, gözlemler, tekrar ziyaret eder
Belgeleyiciler: dinler, kaydeder, görüntüler, tekrar ziyaret eder
Çocuklar için savunucular: topluluğa dahil olur, çocuklarla ilgili politikalar yapar, çocuklar adına konuşur ve çalışmalarını diğer eğitimcilere ve topluluk üyelerine sunar.
Ebeveynlerin Rolü
Anne babalar okulun olmazsa olmazlarındandır. Çocuklarının öğrenme deneyimlerinin aktif bir parçasıdırlar ve okuldaki tüm çocukların refahını sağlamaya yardımcı olurlar. Tüm aileler, Aile Ekibinin üyeleridir.