Hiçbirimiz mükemmel değiliz, hepimizin illaki birkaç kötü alışkanlığı vardır. Çok fazla tatlı tüketmek, her işi son dakikaya bırakmak, çok fazla televizyon seyretmek, egzersiz yapmayı ertelemek veya iş yerinde e-postalarınızın bir yığın olmasını izlemek vb. şeyler yaparak aslında hepimiz, kendi çıkarlarımıza ters düşen hareketler sergiliyoruz. Neden Yeni ve İyi Bir Alışkanlık Edinmek, Eski ve Kötü Bir Alışkanlığı Kaybetmekten Daha Kolaydır?
Peki öyleyse neden bu alışkanlıklarımızı bir anda bırakamıyoruz? Her yıl, milyonlarca kişi olarak, değişim adına kendimize her yıl başı “Yeni Yıl Hedefleri” belirliyoruz. Ne yazık ki, bildiğiniz üzere bu hedefleri gerçekleştirmek için sadece “belirlemekten” daha fazlası gerekiyor. Kötü alışkanlıklarımız yaşamımızın bir parçası haline geliyor ve bir süre sonra kendimizi “Ne yapalım, ben neysem oyum” ve “Huylu huyundan vazgeçmez” gibi şeyler söyleyerek telkin ediyoruz. Bir alışkanlığı kesin olarak hayatımızdan çıkarmak imkânsız gibi geliyor. Hatta bir alışkanlığa karşı ne kadar direnirsek o alışkanlık bize o kadar çok yapışabiliyor.
Kötü alışkanlıkların arkasındaki bilim
Bizi iyi hissettiren şeyleri sürekli tekrarlarız, uzun vadede bize sıkıntı yaratacak olsa da. Bunun sebebi; alkol kullanmak, şekerli besinleri gereğinden fazla tüketmek, televizyon başında fazla zaman harcamak gibi kötü alışkanlıkların, iyi hissetmemizi sağlayan dopamin hormonunun salgılanmasını tetiklemesidir. Beyniniz, belirli alışkanlıkların sizi mutlu hissettirdiğini öğrendiğinde, sizi gelecekte bu alışkanlıkları tekrarlamaya zorlar. Kötü alışkanlıklarınız aslında bir amaca hizmet ederler. Nihai sonuçtan memnun kalmasanız da o anlık sonuç olumlu gibi gelir. Bu yüzden karşı koymak bu kadar zordur.
Eğer işten geldiğiniz gibi televizyonun karşısına yığılma huyunuz varsa, büyük ihtimalle, bir başka olumsuz huy olarak egzersiz yapmayı da aksatmaya başlayacaksınız. En sevdiğiniz televizyon programlarını seyrederken atıştırmalara da başlarsanız vay halinize! Birdenbire kendinizi bir değil, iki değil tam üç adet kötü alışkanlıklar silsilesi içinde bulacaksınız.
Kendini ödüllendirmek insanın doğasında var. Örneğin; sigara içenlerin %70’i, sigarayı bırakmak istediklerini fakat başaramadıklarını söylüyor, sigaranın insan sağlığı için ne kadar tehlikeli olduğunu bilmelerine rağmen.
Peki ne yapmalısınız?
Oldukça basit olarak, yeni iyi alışkanlıklar edinmeli, vaktinizi ve enerjinizi eski huylarınızdan kurtulmaya harcamaktan vazgeçmelisiniz.
Kendinizi yargılamaktan vazgeçin
Büyük ihtimalle, kötü alışkanlıklarınıza bir son vermek ve gelecekte daha iyi olabilmek için kendinizi defalarca tembihlediniz. Ne yazık ki kendinizi azarlamak, özsaygınızın azalmasına ve kendinizden şüphe etmenize yol açar sadece. Böyle olumsuz düşüncelere kapılma da bir süre sonra kötü alışkanlıklarınızdan biri haline gelebilir.
Hatalarınız üzerine düşünmek çok da zevkli bir iş değildir. Fark etmişsinizdir ki ne zaman kötü bir alışkanlığınızı durdurmaya çalışsanız, zihniniz bunu yapmaya neden devam etmeniz gerektiğiyle ilgili her türlü mazereti önünüze serer. Alışkanlıklar sizi rahat hissettirir, unuttunuz mu? O konfordan vazgeçmek zordur. Dahası, eğer aynı alışkanlığa aylardır hatta yıllardır bağlıysanız, bu alışkanlıklar artık kök salmaya başlayacaktır. Bu da onları değiştirmeyi daha da zorlaştırır.
Örneğin; diyelim ki haftalık alkol alım miktarınızı kısmak istiyorsunuz. Kötü alışkanlıklarınızdan birisi de her akşam, yemeğe oturmadan önce bir bardak şarap içmek olsun. Kendinize fırça atmayı ve sert bir şekilde bu haftanın son olacağını söylemeyi, fazla alkol tüketiminin zararlarıyla ilgili kendinizi bilgilendirmeyi deneyebilirsiniz. Ne yazık ki olası senaryo, bu kötü alışkanlığınızı bırakmanın size rahatsızlık vermesi olacaktır. Her şeyden önce böyle bir alışkanlığa sahip olmak size suçluluk, hatta utanç hissettirecektir. Peki bu duygularla nasıl başa çıkacaksınız? Tabii ki içmeye devam ederek!
Bakış açınızı değiştirin
Yeni bir yaklaşıma ihtiyacınız var. Kendinizi azarlamak yerine, sizi hem rahat hissettirecek hem de size fiziksel veya psikolojik olarak zarar vermeyecek alışkanlıklar geliştirmenizin zamanı geldi de geçiyor. Eğer bu yeni alışkanlıklarınızın sizi daha iyi hissettireceğinden eminseniz, bu sizi motive edecek ve bir an evvel başlamak isteyeceksiniz. Bu yöntem, var olan bir huydan kurtulmaktan çok daha kolay.
Kötü alışkanlıklarınızı saptarken ve yeni, olumlu alışkanlıklar edinirken bir dedektif veya bilim insanı gibi düşünmeniz gerek. Durup, bulunduğunuz durumu tarafsız bir bakış açısıyla gözlemleyin. Eğer bu sizin için zorsa, kendinizi sanki bir başkasına yardım ediyormuşsunuz gibi düşünmeyi deneyin. Bu size daha berrak bir perspektif sağlayacaktır.
İlk önce, kötü alışkanlığınızın altında yatan nedenler üzerine düşünün. Neden başladı, neler bu davranışı tetikliyor ve devam etmesini sağlıyor? Örneğin; eğer iş çıkışı, yağ oranı yüksek, mikrodalga fırında hazırlanan hızlı yemekleri yeme batağına düştüyseniz sebebi hayatınızın bir bölümünde çok meşgul olmanız ve bu sebeple sağlıklı yemekler yapacak enerjinizin bile olmadığı bir evre yaşamanız olabilir. Bunun sonucunda, önceden hazırlanmış, mikrodalgada yapılan yemekler o an için günü kurtaracak bir çözüm olmuş olabilir.
Bir sonraki aşama ise, size aynı rahatlık duygusunu verecek bir alışkanlık icat etmek. Bu aşamada, yeni alışkanlığınızı nasıl kolayca hayata geçirebileceğinizi kendinize sormalısınız.
Güzel alışkanlıklar edinmeyi alışkanlık haline getirin
Hepimiz kötü alışkanlıkların bizi rahatlattığı konusunda hemfikiriz. Fakat değişebilirsiniz!
Unutmayın, alışkanlıklar zamanla daha çok kök salarlar. Bir eylemi, kötü veya iyi, ne kadar çok tekrar ederseniz size yapışması daha olasıdır. Bu “alışkanlık edinme” huyu için de geçerli.
Hayatınızdaki kötü alışkanlıkları daha iyileriyle takas etme sanatında ustalaştığınız zaman, istediğiniz hayatı inşa etmek sizin için giderek kolaylaşacak.
Çeviri: Şevval Serbes
Orijinal Yazı: “Why Forming a New Good Habit Is Easier Than Breaking a Bad One” by Leon Ho