Bu yazımızda özellikle üniversiteye başlayacak öğrencilerin en çok merak ettiği noktalardan biri olan “mühendislik gerçekten zor mu?” konusunu ele alacağız.
Mühendislik öğrencilerinin aldıkları dersler, bu derslerin işleniş biçimleri, mezuniyet sonrası iş olanakları ve çalışma ortamları gibi pek çok etmen zorluk derecesini belirlemekte bize yardımcı olmaktadır. Gelin, belli başlı bazı mühendislik bölümlerini bu yönleriyle değerlendirelim ve zor olup olmadığına hep beraber karar verelim :)
İnşaat Mühendisliği
“Malzeme ve tekniği en iyi şekilde bir araya getiren, yapıların plan, proje, yapım ve denetlenmesiyle uğraşan temel mühendislik dalı” olarak tanımlanan inşaat mühendisliği; 1750 yılında yol ve köprü yapımı amacıyla başta “military engineering” olarak askeri sebeplerle doğmuş, daha sonra “civil engineering” adını alarak askeri mühendislikten ayrılmıştır.
İnşaat mühendisliği öğrencileri; tüm mühendislik öğrencileri gibi öncelikle fizik, kimya, laboratuvar ve matematik derslerini alırlar. İktisat, lineer cebir, istatistik, teknik resim ve iş hukuku gibi dersler bu listeyi takip eder ve daha sonra bölüm dersleri ve pek çok mesleki seçmeli ders ile listemiz tamamlanır. Belli başlı bölüm dersleri şöyle sıralanabilir: dinamik, mukavemet, inşaat malzemesi, sayısal yöntemler, topografya, hidroloji, zemin mekaniği, ulaştırma mühendisliği, yapı statiği, sıvı mekaniği, betonarme, hidrolik, su kaynakları mühendisliği…
İnşaat mühendisleri bürolarda ve inşaatlarda çalışırlar. Proje mühendislerinin çalışma ortamı rahat koşullar sunarken, şantiye mühendislerinin çalışma ortamı bazı olumsuz ve zor koşullar sunabilir. Şantiyelerdeki toz, gürültü, hava şartları ve tehlike bu bölümün zorlayıcı yönleri arasında sayılabilir. Eğer bir inşaat mühendisi olursanız; T.C Devlet Demiryolları, Karayolları, Devlet su işleri ve Bayındırlık gibi kamu kuruluşları ve özel kuruluşlarda çalışabilirsiniz.
Makine Mühendisliği
“Temel fizik prensipleri ve malzeme teknolojileri kullanarak mekanik sistemlerin tasarım, analiz, imalat ve bakımı ile ilgili çalışmalar yapan ve fiziksel olay ve durumları matematiksel olarak modellemek suretiyle problemlere analitik çözümler sunabilen mühendislik disiplini” olarak tanımlanan makine mühendisliği; 1700’lü yıllarda buhar makinesinin icadı ile doğmuştur.
Makine mühendisliği öğrencileri; ortak mühendislik dersleri dışında pek çok mesleki seçmeli ders ve “statik, termodinamik, imal usulleri, makine elamanları, mekanizmalar, dinamik, ısı transferi, imalat sistemleri, kontrol sistemleri, enerji mühendisliği…” gibi bölüm derslerini alırlar.
Makine mühendisleri fabrikalarda, şantiyelerde, santrallerde, araştırma merkezlerinde bakım onarım mühendisi, kalite kontrol mühendisi, üretim mühendisi ve satış mühendisi olarak çalışabilirler. Ayrıca belli bir deneyim ve alınan eğitim doğrultusunda makine mühendisleri, idari konumlarda da çalışmaktadırlar. Fabrikaların kirli, yağlı ve gürültülü ortamı zorlayıcı olabilir. Ancak yönetici kademelerinde bulunursanız büro ortamı size rahat koşullar sunacaktır. Hemen hemen her fabrika makine mühendisi çalıştırdığı ve ayrıca kendi adınıza da iş yeri açma olanağına sahip olduğunuz için iş bulma şansınızın fazla olduğunu söyleyebiliriz.
Sözlüklerde makine mühendisliğiyle ilgili genelde yapılan yorumlar ise şunlar:
- “ümitsizlik, saç beyazlaması, ülser gibi hastalıkların eğitimleri esnasında fazla görüldüğü mühendislik dalı.”
- “genelde 10 erkeğe 1 erkek düşer makine mühendisliklerinde” :)
Elektrik – Elektronik Mühendisliği
“Elektrik enerjisinin üretimi, iletimi, dağıtımı, enerji sistemleri ve alternatif akımda çalışan yüksek güçlü cihazların (elektrik makinaları, güç transformatörleri vb.) tasarımı, geliştirilmesi, korunması, denetimi, güvenliği ve işletilmesi konularıyla ilgilenen mühendislik dalı” olarak tanımlanan elektrik mühendisliği 1800’lü yıllarda telgraf ve ampulün icadıyla doğmuştur. Güç mühendisliği (power engineering) olarak da bilinir.
Elektrik – elektronik mühendisliği öğrencileri ortak mühendislik dersleri dışında pek çok mesleki seçmeli ders ve “ malzeme bilgisi, devre analizi, mantıksal devre tasarımı, düşük gerilim güç sistemleri, elektromanyetik alan, sinyaller ve sistemler, elektrik makineleri, mikroişlemciler, nümerik analiz, güç elektroniği, güç sistem analizi, enerji dağıtımı, yüksek gerilim tekniği…” gibi bölüm derslerini alırlar.
Elektrik elektronik mühendislerinin çalışma alanları oldukça geniştir. Genellikle; elektrik santralleri, şantiyeler, laboratuvarlar, açık hava, hastane ve bürolarda çalışırlar. Şantiye ortamı gürültülü ve tehlikeli olduğu için zorlayıcı olabilir ancak büro ortamı rahattır.
Sözlüklerde en çok karşımıza çıkan yorum ise şudur: “3. sınıftan 4. sınıfa geçmenin hemen hemen imkansız olduğu bölüm…” :)
Kimya Mühendisliği
“Kimya, matematik, fizik, biyoloji, mikrobiyoloji, biyokimya ve ekonomi bilimlerini, ham maddelerin ya da kimyasalların daha kullanışlı ya da değerli formlara dönüştürüldüğü proseslere uygulayan mühendislik dalı” olarak tanımlanan kimya mühendisliği 5 ana mühendislikten biridir.
Kimya mühendisliği öğrencileri ortak mühendislik ve mesleki seçmeli dersler dışında “analitik kimya, organik kimya, fizikokimya, ısı aktarımı, kütle aktarımı, kimyasal reaksiyon mühendisliği, aletli analiz ve laboratuvar, kimyasal teknoloji, proses kontrol…” gibi bölüm derslerini alırlar.
Kimya mühendisleri genellikle laboratuvarlarda çalışırlar. Ayrıca kimyasal üretim yapan tesislerde ve proje mühendisi olarak da bürolarda çalışırlar. Laboratuvarlarda çalışma ortamları kokulu, sakin, sıcak ve temizdir. Tesislerdeki kontrol aşamasında ortam gürültülü, kokulu ve tozludur. Bu şartlar da kimya mühendislerini biraz zorlayabilir.
· Endüstri Mühendisliği
Yaygın olarak “insan, malzeme ve makineden oluşan bütünleşik sistemlerin kuruluş ve devamlılığının yönetimi ile ilgilenen mühendislik dalı” tanımıyla karşımıza çıkan endüstri mühendisliği, daha iyi bir yönetim sistemi ihtiyacından doğan 5 ana mühendislikten biridir.
Endüstri mühendisliği öğrencileri; ortak mühendislik ve mesleki seçmeli derslerin yanı sıra “malzeme bilgisi, olasılık, maliyet analizi, elektrik devreleri ve kontrol, imal usulleri, yöneylem araştırması, mühendislik mekaniği, insan mühendisliği, tesis planlama, üretim planlama ve stok kontrolü, benzetim, iş etüdü, kalite planlama ve kontrol, üretim sistemleri, yönetim bilgi sistemleri, sistem analizi ve tasarımı…” gibi bölüm derslerini alırlar.
Endüstri mühendisleri genellikle büro ortamında çalışırlar. Atölye ve fabrika ortamında çalışan endüstri mühendisleri ise yağ, kir ve gürültü gibi çeşitli zorluklarla karşılaşabilirler. Otomotiv, tekstil ve üretimden tutun da bilişim, finans, danışmanlık, sağlık ve telekominikasyona kadar 20’nin üzerinde farklı sektörde çalışma fırsatları vardır.
Diğer mühendislik dallarının yanında genellikle daha kolay olduğu söylenen endüstri mühendisliği için unutulan bir şey vardır ki o da; endüstri mühendislerinin de diğer mühendisler gibi fizik, kimya, matematik, laboratuvar uygulamaları, algoritma ve programlama, lineer cebir, teknik resim gibi pek çok dersi alıyor olmaları ve bununla birlikte tıpkı diğer mühendislik bölümlerinde olduğu gibi kendi bölümlerine özgü dersleri de alıyor olmalarıdır.
Bilgisayar Mühendisliği
Temel olarak yazılım, programlama ve algoritma ile ilgilenen bilgisayar mühendisliği, oldukça ilgi gören bir mühendislik dalıdır.
Bilgisayar mühendisliği öğrencileri, ortak mühendislik ve mesleki seçmeli derslerin dışında “ayrık matematik, grafik ve animasyon, elektrik devre temelleri, lojik devreler, programlama dilleri, veri yapıları ve algoritmaları, veri tabanı yönetimi, olasılık teorisi ve istatistik, mikroişlemciler, yazılım mühendisliği, veri iletişimi, işletim sistemleri, analog ve sayısal entegre devre tasarımı, mobil programlama, bilgisayar mimarisi, karar destek sistemleri, yapay zeka…” gibi bölüm derslerini de alırlar.
Bilgisayar mühendisleri büro ortamında çalışırlar. Ortamın sessiz ve sakin olması bilgisayar mühendisleri için oldukça rahatlatıcı bir durumdur diyebiliriz.
Bir mühendislik öğrencisi olarak, mühendisliğin zor olup olmadığı konusunda kesin bir hüküm vermek istemiyorum ancak durumu şu şekilde özetleyebilirim. Mühendislik eğitiminin genelde İngilizce olması, derslerin ciddi bir sayısal bilgi gerektirmesi, uygulama derslerinin ve stajların zorlayıcı olması okurken karşılaşabileceğiniz belli başlı zorluklardandır. Bunun yanı sıra bu tür derslerden keyif alan biriyseniz, bu eğitim size çok da zor gelmeyecektir. Hatta ilgi alanlarınız doğrultusunda bazı dersleri eğlenceli bile bulabilirsiniz :) Çalışma ortamlarının genellikle kirli, gürültülü ve tehlikeli olması da gözünüzü korkutabilir ancak her mesleğin kendine özgü bazı zorlukları vardır. Bütün bunları göz önünde bulundurarak şunu söyleyebilirim ki, zorluk kişiden kişiye göre değişebilir ve isterseniz başaramayacağınız hiçbir şey yoktur :) Karar sizin…
Kevser Ayvaz
Proje Yönetimi Okulu Blog Yazarı