Koyu Sohbetlerin Anahtarı: Ford Metodu

Hiç bir sohbetinizin konu bulamadığınız için tıkandığı oldu mu? Veya karşılıklı boş bakış atıp konu bulamadığınız için ilginizi başka şeylere çevirmek zorunda kaldınız mı? Veya yeni tanıştığınız kişilerle ne üzerine sohbet etmeniz gerektiğini bilmediğiniz anlar yaşadınız mı? Cevabınız evetse merak etmeyin, hepimiz bu konuda öyle ya da böyle tecrübeliyiz ve tecrübemize rağmen çoğu zaman ne yapmamız gerektiğini, nasıl yaratıcı olup sohbetimizi devam ettirebileceğimizi kestiremiyoruz.

Toplumda neredeyse her zaman, o nedenle veya bu nedenle yeni biriyle iletişim kurmamız gereken zamanlar oluyor. Örneğin, aynı bölümde okuyan iki öğrencinin ilk sohbetleri veya çocuğunu bir yardımcıya emanet olan anne ve babanın yardımcı olacak kişiyle görüşmesi, ya da uzun yolculuklarda yan yana oturan iki kişinin sohbeti… Bunlar ve bunlar gibi durumlar, hayatın her alanında karşımıza çıkıyor.

İki kişi birbirini tanıma sırasında, geleneksel belli başlı sorular sorar; “Merhaba, nasılsın?” veya “Hangi bölümdesin?” veya “Yaşınız kaç?” ya da “Nerden geliyorsunuz?” gibi. Bu sorular klasik diye adlandırdığımız yüzeysel bilgilerdir, birkaç sorudan sonra sorular biter ve sohbet bir çıkmaza girer. Çıkmaza giren sohbet ise koyu bir sohbet ve sonucunda olası bir arkadaşlığın, ilişkinin, işe alımın önüne bile geçebilir. Bir ilişki kurabilmek; biraz samimiyet, biraz kendini tanıtma ve biraz da karşı tarafı tanımaya bakar. Yarıda kesilen sohbetler bunun önüne geçebilir.

Peki bu konuşmaları nasıl uzun-dönemli sohbetlere çevirebiliriz?

Size iyi haberlerim olduğunu söylesem? Yeni birini tanımaya çalışırken veya kısa bir sohbeti koyu bir muhabbete çevirirken kullanabileceğiniz sohbet kurtaran bir metot, sosyal bağları güçlendirmeyi sağlayan yönüyle ortaya çıkıyor. İşte karşınızda FORD metodu.

F.O.R.D., herhangi bir ortamda sohbet başlatmanıza yarayacak, aklınızda konuşacak belli bir konunuz olmadığında size ipucu verecek veya konularınız tükendiğinde size yardımcı olacak bir metottur. Üstelik FORD metoduyla içeriği de büyük bir ahenk içerisindedir, hadi FORD’un açılımına bakalım. “F” İngilizcesi “family” yani “aile” yerini tutar, O ise İngilizcesi “occupation” yani “meslek” yerini tutar. “R” ise, İngilizcesi “recreation” yani eğlence veya hobi anlamına gelir. Son olarak da “D” ise İngilizcesi “dreams” olan hayallerdir. Yani kelimeye bütün olarak bakarsak aslında FORD, 4 kelimenin baş harfleriyle oluşturulmuştur ve Türkçeye çevirirsek “AMEH” olarak karşımıza çıkar.

Herhangi bir konuşmada, FORD metodu başarılı sonuçlar elde etmemize yardımcı olur. “F”, yani “aile” ile başlarsak, aileyle ilgili sorular sormak her zaman birbirini tanımaya, samimi ilişkiler kurmaya ve böylelikle sohbetin ilerlemesine olanak sağlar.

“O” yani “meslek”;

“R”, yani “eğlence veya hobi”

“D” yani hayaller;

Toplamak gerekirse, toplum hayatımız boyunca önemli bir parçamız olacaktır ve bu parçada ilişkilerimiz sadece ailemizle veya arkadaşlarımızla sınırlı kalmamalıdır. Sosyal etkileşime girmek hem kişisel hem de profesyonel olarak gelişmemize yardımcı olacaktır. Bu noktada, FORD metodu herhangi bir ortamda sağlıklı ve keyif alabileceğimiz sohbetler sürdürmemizde şüphesiz yararlı olacaktır.

Aysu Begüm Karagöl

Proje Yönetimi Okulu Blog Yazarı

Exit mobile version