Korkusuz Olmak İstiyorsanız Her Gün Kendinize Bu Soruyu Sorun

Birisi bir keresinde bana cehennemin tanımı için  “dünyadaki son gününde, olabileceğin kişi, olduğun kişiyle tanışacak.” dedi.

Bu cümleyi ilk duyduğumda, tüylerim ürpermişti. Niçin? Çünkü 35 yaşına geldiğimde, tüm yetişkin hayatımı korku yüzünden kaybettim: başarısızlık korkusu, reddedilme korkusu, risk korkusu, değişim korkusu ve en önemlisi, 15 yıldır sakinleştirici ile bastırdığım endişe korkusu.

Kulağa acıklı bir öykü gibi gelebilir fakat ben şanslıydım. Hayatımın en acı gecesinde korkuya boyun eğmediğimde, bir hediye aldım. Adını siz koyun perspektif kayması, uyanış ya da sadece aptal bir şans deyin önemli değil. Hayat bana ikinci bir şans verdi ve ben her saniyesini özümsedim.

 2013 yılında yeni gözlerle ve yepyeni bir başlangıçla kendime hayatımı değiştiren soruyu sormaya başladım:

Eğer korkmasaydım “ne yapardım?”

Çok az insan bu soruyu düşünür, ancak hayatınız üzerinde derin bir etkisi olabilir. Ondan kaçmak yerine korkuya yaslanmaya başladığımda, her şey değişti.

2013’ten beri son sınıf doktora öğrencisi, İrlanda’nın en iyi iki üniversitesinde öğretim görevlisi, dünyanın önde gelen birkaç kuruluşunda danışman, radyo sunucusu ve yakın zamanda yayınlanan biyografi Bonus Time’ın yazarı oldum. Ancak en önemlisi, ailem ve arkadaşlarımla yeniden bağlantı kurdum ve hayatımın çoğunu kendi başıma geçirdikten sonra, hayallerimdeki kızı da buldum.

Korku neredeyse herkesin hayatında büyük bir rol oynar. Ne yazık ki, birçokları için, geçmişten gelen duygusal acı bu korkuları harekete geçirir. Bu nedenle, çoğumuz gelecekte bu durumlardan kaçınmak için ne gerekiyorsa yaparız. Bu da eylemlerimiz üzerinde büyük bir baskı yaratır.

Belki uyuşturucu bağımlısı değilsin. Belki hiç anksiyeteyle de mücadele etmedin. Ama hepimizin korkuları var. Sizi engelleyen şeyi belirlemek için, bunun üzerinde düşünmeniz gerekir.

Reddedilme korkunuz sizi hoşlandığınız kişiyle konuşmaktan alıkoyuyor mu? Veya şu anki işinizde mutsuz olmanıza rağmen değişimi göze alamıyor musunuz? Kelebekler karnınızda uçuşuyor ama başarısızlık korkusu dizlerinizin bağını mı çözüyor?

Bazen olaylar yukarıda bahsettiklerimden daha detaylıdır ama aynı derecede yıkıcıdır. Bazılarınız anksiyete krizlerinden korkuyor, çünkü o derin düşüncelerin denizinde boğulacağı geliyor aklına. Kiminiz eşiyle rahatsız edici konuşmalardan kaçınıyor çünkü karşı tarafın söyleyebilecekleri korkutuyor. Belki de tartışmaları sevmediğinizden iş yerindeki zor konuşmalardan da kaçıyorsunuz. Kim bilir ?

Tüm bu korkular, özellikle geçmiş deneyimler tarafından yönlendirildiklerinde tamamen anlaşılabilir. Ama bu korkuların üstesinden gelirseniz hayatın nasıl görüneceğini bir düşünün. Kendinize aşağıdaki soruyu sormaya başladığınızda değişir hayatınız:

Eğer korkmasaydım “ne yapardım?”

İnsanlara nasıl hissettiğinizi anlatarak, hayallerinizdeki partneri bulabilirsiniz. Anksiyete içinde oturarak, ondan kaçınmak yerine, inandığınız bütün o kötü sonlu senaryoların o kadar da korkutucu olmadığını fark edebilirsiniz. Bu zor konuşmaları yaparak, ilişkinizi kurtarabilir veya iş yerinde bir terfi alabilirsiniz. Başarısızlığı kucaklayarak ve hedeflerinizi yüksek tutarak, hayallerinizdeki hayatı yaşıyor olabilirsiniz.

Buradan çıkarılacak mesaj

Hayattaki en iyi şeyler genellikle korkunun diğer tarafındadır. Gerçek özgürlük zorluklarımızda, kırılganlıklarımızda, mücadelelerimizde ve korkularımızda yatar. Hayattan en iyi şekilde yararlanmak istiyorsanız eğer, korkmasaydınız ne yapardınız sorusunu kendinize sormalısınız. İşte o zaman korkularınızı zorlayarak gerçek mutluluğu bulursunuz.

Peki, siz hayatta ikinci bir şansa sahip olsaydınız korkmadan neler yapardınız?

Melis Atcı

Exit mobile version