Danimarka‘nın başkenti Kopenhag‘a 10 dakikalık yürüme mesafesinde bulunan Christiania, sadece bir köprü üzerinden ulaşılabilen, hippilerin kurduğu, kendine özgü kuralları ve yönetimi olan özgür bir kasaba.
Kopenhag’a seyahat ettiğimi gören birçok kişinin ‘Mutlaka Christiana’yı görmelisin’ tavsiyeleri ile haberdar olduğum bu özgür şehir 34 hektarlık bir ada üzerinde kurulu. 1971’de eski bir askeri kışlaya yerleşen özgür ruhlu insanların kurduğu bu yer tam anlamıyla modern dünyadaki ütopyayı temsil ediyor.
Hippi hareketinin yükseldiği dönemde, kendini anarşist, sanatçı ve idealist olarak tanımlayan kişilerin yerleşmesiyle ilk adımları atılan kasaba rengarenk grafitilerle boyalı duvarları, ahşap malzemelerle inşa edilen ve birçoğu kanallar üzerine yerleştirilen sıra dışı evleri, organik yiyecek satan şirin marketleri, küçük sanat galerileri ve esrar satan standlarla çevrili meydanıyla Avrupa’nın ortasında, Avrupa’yı reddeden bir anlayışın eseri.
Yerleşik nüfusu 900’e ulaşan Christiania’da 400’den fazla da köpek yaşıyor. Kendi bayrağı, anayasası ve para birimi de olan şehir Danimarka hükümeti ile yürütülen uzun süreli görüşmelerin ardından Temmuz 2012’de resmen kurulmuş. Bu uzun süreç boyunca Danimarka polisinin çok sayıda baskını ve kapatma girişimine direnen yerel halk en sonunda yaşadıkları toprakları tek tek satın alarak çözüm bulmuş.
Christiania’nın ilginç kuralları
Kendini izole eden Christiania’ya Kopenhag şehir merkezinden girerken ‘Christiania’ tabelası ile karşılaşılıyor. Kasabadan çıkışta ise ‘Avrupa Birliği’ne hoşgeldiniz’ mesajı Kopenhag’a geldiğinizi gösteriyor. Ruhsal ve fiziksel kirlilikten uzaklaşmak isteyenlerin yaşadığı bu şehirde fotoğraf çekmek ve koşmak yasak. Temel felsefe ise eğlenmek! Kasabanın en merkezi ve hareketli caddesi Pusher Street‘te esrar satan çok sayıda stand var. Fotoğraf çekimi özellikle bu bölgede yasak. Ayrıca fotoğraf çekerek atmosfere zarar verilmesi engellenmeye çalışılıyor.
Koşmak ise polis ve güvenlikle ilgili endişeli bir durum yaratıldığı düşünüldüğünden dolayı hoş karşılanmıyor. Her türlü kimyasal ve sentetik uyuşturucu ile hırsızlık da kesin çizgilerle yasaklananlar arasında. Hırsızlık yaptığı tespit edilen kişi her kim olursa olsun Kopenhag’a gönderiliyor. Yani sınır dışı ediliyor. Şiddet, silah taşımak ve araba kullanmak bölgenin ruhuna ihanet sayılıyor. Bisiklet üreten bir tesisin de olduğu kasabada çevreci ve organik bir yaşam temel alındığından modern dünyadan mümkün olduğunca uzak durulmaya çalışılıyor.
Avrupa Birliği’ni reddediyorlar
Christiania, organik yiyecek satan şirin marketleri, küçük sanat galerileri ve esrar satan stantlarla çevrili meydanıyla Avrupa’nın ortasında, Avrupa Birliği’ni reddeden bir anlayışa sahip.
Yerleşik nüfusu 900’e ulaşan Christiania’da 400’den fazla da köpek yaşıyor. Kendi bayrağı, anayasası ve para birimi de olan şehir Danimarka hükümeti ile yürütülen uzun süreli görüşmelerin ardından Temmuz 2012’de resmen kurulmuş.
Bu uzun süreç boyunca Danimarka polisinin çok sayıda baskını ve kapatma girişimine direnen yerel halk en sonunda yaşadıkları toprakları tek tek satın alarak çözüm bulmuş.
Kendilerini diğer ülkelerden ayrı tutan Christiana’nın özgün bir bayrağı hatta Løn adını verdikleri para birimleri var.
Yerleşmek çok mümkün değil
Christiania’ya yerleşmeyi düşünen çok sayıda insan var. Ancak hem konut sıkıntısı hem de uygulanan sıkı kurallar nedeniyle dışarıdan birinin gelip kasabada yaşaması çok mümkün değil. Yine de ben şansımı denemek istiyorum diyenler ev alabilmek ya da kiralamak için sıraya girip bekliyor.
Her yıl Noel kutlamaları için renklendirilen kasabada yalnız yaşayan, hasta ya da güçsüz olan ve evsizler için bir organizasyon düzenleniyor. Müzisyenlerin yer aldığı renkli ortamda herkesin doyabileceği kadar yemek ikram ediliyor.
Kopenhag gezilecek yerler arasında yer alan, sıra dışı yaşamıyla ziyaretçilerini şaşırtan Christiania, dünyada eşi benzeri olmayan bir bölge. En az yarım gününüzü ayırarak ziyaret edip, tanıyabileceğiniz bu kasabada sizi mutlu edecek çok sayıda ayrıntı var.
Alıntı: