Kelime anlamı olarak yaşama amacı anlamına gelen ikigai her sabah yataktan çıkma sebebiniz olan şeydir. Söz konusu işiniz, aileniz, eğitim her ne olursa olsun sabahları sıcak yatağınızdan kalkıp yollara düşmenize sebep olan şey sizin ikigai’nizdir.
Japonya’da birçok en insanın ikigai’si vardır. Ikigai sabahları yataktan kalkma sebebiniz demektir.
Sizin sabahları yataktan kalkma sebebiniz nedir?
Ikigai’nin doğduğu yer olan Japon Adası Okinawa dünyada en fazla 100 yaşını aşmış insanın yaşadığı yer olarak biliniyor.
Ikigai bir ömür yaşamanızı sağlayabilir mi?
Blue Zones: Lessons on Living Longer from the People Who’ve Lived the Longest’ın yazarı Dan Buettner öyle olduğuna inanıyor.
Buettner’e göre, Ikigai konsepti Okinawa’lılara özgü değil. Tam bir adı olmasa da Sardinya ve Nicoya Peninsula gibi mavi bölge olarak adlandırılan yerlerde, uzun yaşayan insanlar arasında da benzer konseptler mevcut.
Buettner Ikigai’nizi bulabilmeniz için üç liste yapmanızı öneriyor: önem verdiğiniz şeyler, yapmayı sevdiğiniz şeyler ve iyi olduğunuz şeyler. Bu üç noktanın kesiştiği nokta sizin ikigai’nizdir.
Araştırmalar bir insanın amacını kaybetmesinin zararlı olabileceğini göstermektedir.
Amerikalı mitolojist ve yazar Joseph Campbell bir zamanlar, “Benim öğrencilerime verdiğim tavsiye, ‘Mutluluğu takip edin. Mutluluğu neredeyse bulun ve asla onu takip etmekten korkmayın.’” dediğinden bahsetmektedir.
Ikigai: The Japanese Secret to a Long and Happy Life’ın eş yazarı Hector Garcia; “Bir insanın ikigai’sinin onun hangi işte iyi olduğunun ve ne yapmayı sevdiğinin kesişimidir” demektedir. Garcia; “birçok insan ezelden beri parayı ve objeleri arzular, diğer insanlar ise bütün bu para ve şöhretin peşinde koşmaktan memnuniyet duymadılar ve bu maddi dünya yerine iç dünyalarına zenginleştirecek şeylere odaklandılar. İç dünyalarına dönmek yüzyıllardır farklı kelimelerle ve pratiklerle tanımlandı, fakat içsel dünyaya kulak verme girişimleri hep hayatın manasız olduğu noktasında son buldu.”
Ikigai dört elementin birleşimi olarak görülmektedir:
- Neyi sevdiğiniz (tutkunuz)
- Dünyanın neye ihtiyacı olduğu (misyonunuz)
- Neyde iyi olduğunuz (yeteneğiniz)
- Neyden kazanç sağlayabileceğiniz (mesleğiniz)
Kendi ikigai’nizin ne olduğunu bulmak size doyum ile mutluluk getirir ve daha uzun yaşamanıza vesile olur.
Kendi ikigai’nizi bulmak istiyorsanız kendinize şu soruları sorun:
- Ben neyi seviyorum?
- Ben neyde iyiyim?
- Şu anda neyden kazanç sağlayabilirim?
- Dünyanın neye ihtiyacı var?
Hector Garcia ve Francesc Miralles Ikigai The Japanese Secret to a Long and Happy Life, isimli kitaplarında her insanın kendi ikigai’sini bulabilmesi için gereken on kuralı sıralamaktadır.
- Her zaman aktif olun, bir köşeye çekilmeyin.
- Aceleci olmayı bırakın ve daha yavaş bir hayatı biçimini benimseyin.
- Tam doyana kadar yemek yerine yüzde 80 doyunca yemeyi bırakın.
- Çevrenizde iyi arkadaşlarınız olsun.
- Her gün egzersiz yaparak forma girin.
- Gülümseyin ve çevrenizdeki insanlara teşekkür edin.
- Doğayla yeniden bağ kurun.
- Günümüzü aydınlatan ve yaşadığımızı hissettiren her şeye şükran sunun.
- Anı yaşayın.
- Ikıgai’nizi takip edin.
Derinden önem verdiğiniz şeyler Ikigai’nizi bulmanızı sağlar.
İlgi duyduğunuz şeyi takip edin.
Felsefeci ve sivil haklar aktivisti Howard W. Thurman şöyle söylemektedir: “Kendinize sizi canlandıran şeyin en olduğunu sorun ve bu eylemi yapmaya devam edin” … “Dünyanın neye ihtiyacı olduğunu sorma. Seni neyin canlı tuttuğunu sor ve bu şeyi yapmaya devam et. Çünkü dünyanın ihtiyacı olan şey yaşamı seven insanlardır.”
Milyonlarca insan için ise bir problem var; içselleştirdikleri sorumluluklar ve inşa ettikleri rutinleri sebebiyle yeni deneyimlere artık merak duymuyorlar.
Merak duygusu artık onları terk etmeye başlamış.
Fakat siz bunu değiştirebilirsiniz. Özellikle hâlâ günlük aktivitelerinden tatmin olmak istiyorsanız ve yaşamın anlamını arıyorsanız.
Albert Einstein bizi merakımızın peşinden gitmek konusunda cesaretlendirir. Einstein şöyle der:
“Neyi sorguladığınızı düşünmeyin, daha da basiti sorgulamayın. Neden cevap veremediğiniz hakkında endişelenmeyin ve neyi bilmediğinizi açıklamaya çalışmayın. Merak başlı başına bir nedendir. Sonsuzluğun, yaşamın ne getireceğini düşündüğünüzde, bu muhteşem yapının arkasındaki gücün ne olduğunu düşündüğünüzde dehşete mi kapılıyorsunuz? İnsanın gördüklerini, hissettiklerini ve dokunduklarını yapılar, konseptler ve formüllerle açıklamak insan zihninin bir mucizesidir. Her gün biraz daha fazlasını anlamaya çalışın. Kutsal merak sizinle olsun.”
Bu konuda verilen klasik örnek, Steve Jobs’ın yararsız gibi görünen tipografi dersine katılması ve tasarıma olan ilgisi onun yazı karakterlerine olan merakının bir sonucudur.
Sonraları bu ilgi Apple bilgisayarlarının en temel parçası ve Apple’ın piyasadaki en belirgin farkı haline geldi.
Meraklı doğamızın bir parçasıdır. İnsanoğlunun öğrenmeye, icat etmeye, keşfetmeye ve çalışmaya olan bitme bilmez isteği, sahip olduğumuz diğer dürtülerle aynı konuma sahip olmayı hak ediyor.
Tatmin olmak birçoğumuz için temel öncelik haline gelmeye başladı. Milyonlarca insan hala ne yapmak istediklerini bulmaya çalışıyor. Onları neyin heyecanlandırdığını… Neyin zamanın akışını bile fark etmemelerini sağlayacağını… Onların için en iyi olanı onlara getirecek olanın ne olduğunu…
Hector Garcia ve Francesc Miralles; “Merakımız ve sezgilerimiz ikigai’mizle bağlantı kurmamızı sağlayacak çok güçlü içsel pusulalardır” yazmışlardır.
Bugün ikigai’niz olarak ifade edebileceğiniz yapabileceğiniz en basit şey nedir?
Onu bulun ve tüm varlığınızla peşine düşün, daha azını yapmak zamanımızın sınırlı olduğu dünyada anlamsızdır.
Sibel Güney
Proje Yönetim Okulu Blog Yazarı
Görsel: Yaren Yakut
Kaynak: https://medium.com/thrive-global/ikigai-the-japanese-secret-to-a-long-and-happy-life-might-just-help-you-live-a-more-fulfilling-9871d01992b7