“Öğrenmeyi bıraktığınızda, ölmeye başlarsınız!” – Albert Einstein
İnsan, hayatı boyunca öğrenmeye ve kendini geliştirmeye devam etmelidir. Hayat Boyu Öğrenme, işte tam olarak bunun için vardır. Peki nedir bu hayat boyu öğrenme?
Hayat boyu öğrenme; farklı zaman ve farklı yerlerde esnek, çeşitli ve kullanılabilir yaşam boyu sürdürülecek olan öğrenme olarak tanımlanabilir. Birey; hangi yaşta olursa olsun, eğitim seviyesi ne olursa olsun hayat boyu öğrenmenin bir parçasıdır. Hayat boyu öğrenmenin 4 temel ilkesi şöyledir:
- Bilmek için öğrenme
- Yapmak için öğrenme
- Olmak için öğrenme
- Birlikte yaşamak için öğrenme
Eğitimin, anaokulundan başlayıp üniversite ile bitmediğini gösteren hayat boyu öğrenmede kişilerin yetenekleri, bilgileri ve yeterlilikleri farklı öğrenme teknikleriyle yaşam boyu geliştirilmeye çalışılır. Bireyler bu süreçte yeni bilgiler edinir ve yeni beceriler kazanırlar.
Hayat boyu öğrenme denince aklınıza sadece yeni beceriler edinmek veya mevcut becerilerini geliştirmek gelmesin. Özellikle gençlerin istihdam edilmesinde de büyük bir öneme sahip olan hayat boyu öğrenme “yeni meslekileşme” kavramını ortaya çıkarmıştır. İşe alım sürecinde gerekli mesleki yeterlilik, hayat boyu eğitim sayesinde gençlere kazandırabilmektedir.
Hayat boyu öğrenmenin temel birkaç yararı şu şekilde sıralanabilir:
- Zihni geliştirir.
- Bireylerin kendilerine saygılarını arttırır.
- Daha iyi bir iş için fırsatlar yaratır.
- Sürekli değişen dünyaya ayak uydurmanıza yardımcı olur.
- Dünyadaki şeylerden haberdar olmanızı sağlar.
- Daha fazla bilgi için de açlık yaratır.
Teknoloji ve bilimin hızla gelişmesi, bireylerin eğitime ihtiyaçlarını arttırmıştır. Bu gelişmeler toplumsal, siyasi, kültürel ve ekonomik alanlardan çok büyük değişikliklere neden olmuştur. Bu hızlı dönüşüm, Avrupa kıtasındaki ülkelerin diğer devletler karşısında güçlerini korumaları ve dünya siyasetinde daha etkin olmak için bir araya gelmelerini sağlamıştır. Başlangıçta ekonomik bir birliktelik gibi görülen Avrupa topluluğu daha sonradan kültür ve eğitim gibi sosyal konularda da ortak projeler geliştirmeye başlamıştır. Geliştirilen projelerde “bilgi toplumuna uyum, rekabet gücünün yükseltilmesi, insan gücünün serbest dolaşımı, istihdamın arttırılması” amaçları dikkate alınmıştır.
AB 1990’lı yıllardan sonra eğitime özel bir önem vermiştir. Birliğin büyük bir önemle üzerinde durduğu konu ise “Hayat Boyu Öğrenme” dir. Bu konuda 1995 yılında AB komisyonunun “Öğrenen Topluma Doğru” adlı çalışması bulunmaktadır. 1996 yılı ise komisyon kararı ile “Avrupa Yaşam Boyu Öğrenme Yılı” olarak kabul edilmiştir.
AB’nin diğer projelerinde de Hayat Boyu Öğrenme ile ilgili amaçlar yer almaktadır. Örneğin; Avrupa Birliği’nde mesleki eğitim alanında yürütülen “Leonardo da Vinci” programının amaçlarından birkaçı yaşam boyu öğrenmeyle ilgilidir hatta programın önceliklerinden birisi bilgi toplumuna ilişkin araçlar kullanılarak Hayat Boyu Öğrenmeye katkı sağlamaktır.
AB’de hazırlanan projeler tüm üye ülkelerde ortak yürütülmekte ve finansmanı sağlanmaktadır. Hayat Boyu Öğrenme; daha çok istihdam, işsizlik ve okul sanayi iş birliği gibi konuları kapsamaktadır. Bunun yanında dil öğrenimi ve toplumdan dışlanmayla mücadele gibi amaçları da vardır.
Ülkemizde önemi 2000’li yılların başlarında anlaşılmış ve Milli Eğitim Bakanlığı tarafından Hayat Boyu Öğrenme ismiyle bir genel müdürlük kurulmuştur. Türkiye´de AB´nin Yaşam Boyu Öğrenme ile ilgili karar ve politikalarının bilinmesi gelecekte eğitim alanında meydana gelecek uyumu kolaylaştıracaktır.
Ülkemizde, Hayat Boyu Öğrenmenin zayıf olduğu düşünüldüğünden “Hayat Boyu Öğrenmenin Geliştirilmesi” projeleri yapılmaktadır. Haziran 2016’da “Hayat Boyu Öğrenmenin Geliştirilmesi-2” projesi kapsamında 40 ilden yetişkin eğitimi sunan 42 kurum ve bu kurumlar arasında 7 Uzmanlık Merkezi belirlenmiştir.
Hayat Boyu Öğrenme uygulama örnekleri:
- Comenius Programı
- Gençliğin Sesi
- Enerji Tassrufu
- Matematik ve Fen Öğretim Metotları
- Kültürel Kare
- Benim Tatlı Sanal Dünyam
- Bilişim Teknolojileri Kullanarak Dil Öğretimi …
- Erasmus Programı
- Leanardo da Vinci Programı
- Ahşap Oyuncak Yapımı ve Yaygınlaştırılması
- Sistem Destek Operatörlüğü Uzmanlığı
- Avrupa’da Bölgesel Kalkınma ve Fon Yönetimi
- Yenilikçi İş Geliştirme ve Girişimcilik
- Tarladan Çatala Avrupa Gıda Güvenliği Mevzuatı …
- Grundtvig Programı
- Toys of My Gradparents
- Hayalimdeki Kütüphane
- Altın Çocuklar İçin Altın Ebeveynler
- Language as a Means of Social Inclusion …
- Çalışma Ziyaretleri
- Strategies to Implement Lifelong Learning in IVET and Working Life
- Language Teaching and Learning …
Özetle; devletin resmi kurumları veya özel eğitim kursları sayesinde 40 yaşında resim yapmaya başlayabilir, fotoğrafçılık üzerine eğitim alabilir, 50’li yaşlarda bir müzik aletini çalmaya başlayabilir veya 60 yaşından sonra okuma yazma öğrenebilirsiniz. Yani, “Öğrenmenin yaşı ve zamanı yoktur” ilkesine dayanan bir eğitim sistemidir diyebiliriz :)
Kevser Ayvaz
Proje Yönetimi Okulu Blog Yazarı
Alber Einstain’ın öyle bir lafı bulunmamakta. Söz Henry Frond a aittir.
Uyarınız için teşekkürler :)