Kalemler, defterler, şeffaf dosyalar içerisine sığdırılmaya çalışılırken köşelerinden yırtılan sınav kağıtları; geleceğin eğitim sistemleri için bunlar bir şey ifade etmiyor. Peki bunların hepsi gelecekte eğitim yaşamımızda var olacaklar mı? Bu sorunun cevabını şöyle verebiliriz; Hızla değişen teknolojiden eğitim sistemleri de gerekli payı alacak.
Geleceğin Eğitim Sistemleri Nasıl Olacak?
Tarihsel süreç içerisinde baktığımızda kara tahtalar, tebeşirlerden başlayan eğitime dair sistemler son dönemlerde elektronik tabletlere, telefonlara, bilgisayarlara ve hatta televizyonlara kadar ulaştı. Hal böyle olunca 20-30 yıl sonra eğitimde kullanılan sistemlerin varacağı nokta merak konusu. Burada bizce önemli iki unsur var; modern dünyanın bireyselleşmeye yönelişi ve tahmin edileceği üzere tabi ki teknolojinin uçsuz bucaksız gelişimi. Bugün kullandığımız online eğitim, gelecekte çok farklı şekiller ve temeller üzerine kurulu olacak.
Geleceğin Eğitim Sistemlerinde Bireyselleşmenin Rolü
Hepimiz farklı konforlu alanlar yaratmıyor muyuz kendimize? Düşünelim. Rahat bir çalışma ortamı, sessizlik ya da dinlenirken bile kendimizle baş başa kalma isteği… Hep bir kendimize özgü özellikleri kayboldukları yerden çıkarırcasına bulmaya çabalıyoruz, bulabildiklerimizi de olduğu gibi yaşamımıza yansıtıyoruz. İşte insanlığın bu çabası özellikle modern zamanda en zirve durumuna ulaştı.
Hızla bireyselleşmeye doğru giden dünyamızda eğitim sistemleri de bireysel olarak tasarlanabilir olan teknolojileri tercih edecekler. Mesela her öğrencinin kendi öğrenebilme biçimine göre, yani görsel, işitsel gibi farklılıkları gözeterek yeni uygulamalar ve yazılımlar sunulacak. Online eğitim platformları da bu noktada hem çoğalacak hem de farklılaşacak. Öğrenci okula gitse dahi kendi öğrenme yöntemi için özelleştirilmiş teknolojik uygulamaların kullanımına özne olarak eşlik edecek. Geleceğin eğitim sistemlerine meraklı gözlerle yaklaşırken ilk önemli noktamız ‘’bireyselleşme’’ olacak.
Geleceğin Eğitim Sistemlerinde Teknolojinin Rolü
Geleceğin eğitim sistemlerinin baş kahramanı olan teknoloji, eğitsel araçların her yerine sızacak ve eğitimde vazgeçilemez bir nitelik kazanacak. Öğrenciler şu an kullandıkları online eğitim teknolojilerini artık sürekli olarak kullanacaklar. Her an her yerde derslere bağlanabilecekleri, sadece eğitim için özelleştirilmiş yeni teknolojik cihazlar piyasaya sürülecek. Sanal gözlükler buna bir örnek olabilir. Eğitim için yeni geliştirilen yazılımların sanal gözlüklere aktarılması ve öğretmen öğrenci etkileşiminin sanal gözlük simülasyonu şeklinde yaşanması gibi. Kara tebeşirli tahtadan başlayıp android ya da ios işlemci tabletlere doğru dönüşen eğitim materyallerinin yerini, robotlara ve sanal gerçeklik uygulamalarına bırakması bizleri çok da şaşırtmamalı.
Çağımızda hali hazırda online eğitim dediğimiz durum bambaşka bir boyuta ulaşacak. Eğitimin bu denli teknolojiye olan bağı arttıkça muhtemeldir ki meslek grupları da büyük bir dönüşüme ev sahipliği yapacak. Bahsettiğimiz bireyselleşmenin, gelecekteki eğitim sistemlerinin yenilikleriyle eklemleşmesi tabi ki eğitimi merkeze almaktan vazgeçmeyen fakat kişilerin bireysel yeteneklerini daha çok gözeten meslekler ortaya çıkaracak. Mesleki yeterlilik gösterebilmek adına kişiler, eğitimde yeni sistemlere adapte olmak zorunda kalacaklar. Doğal olarak insanların dijital dünyayla olan bağları olduğundan çok daha kuvvetli olacak. Hatta belki insanlar arası olan bağlarımızdan daha da kuvvetli…
Teknolojiyle Donatılan Eğitim Bizleri Nasıl Etkiler?
Gelecek yıllarda eğitimin nasıl sistemler ile devamlılığının sağlanacağına bakarken aslında önemli olan nokta, bizlerin bu duruma nasıl entegre olacağıdır. Değişen çağın beraberinde, biz insanlar da hem fiziksel hem psikolojik olarak değişime bir şekilde adapte olmaya hazırlanıyoruz. Peki bu hazırlığı biz fark etmeden kolaylaştıran unsurlar var mıdır? Gelin biraz bunlardan bahsedelim.
Gelecekte belki 50-100 yıl sonra bir bebeğin, robotik hemşirelerin elinde doğması çok olası. Muhtemelen gelişen teknoloji sayesinde o bebek, eğitim hayatının tamamını yazılımlar, uygulamalar, robotik cihazlar içerisinde geçirecek. Her ne kadar biz şimdi düşündüğümüzde robotlar ve muazzam teknolojik materyaller bize çok keyifli hissettirse de, okulda sırasında oturup öğretmenini dinleyen bir çocuğun, ders esnasında sıkılganlık, bunalmışlık hissetmesi gibi gelecekte de öğrenciler sanal gerçeklik cihazlarında dersi dinlerken, bilgisayarları başında tek tuşla tüm ders kaynaklarına ulaşabiliyorken bile sıkılacaklar. İşte bu noktada devreye teknolojiyle donatılmış eğitim sistemlerini oldukça keyifli bir öğrenme deneyimine dönüştürebilen oyunlaştırma (gamification) teknikleri giriyor.
Kısaca Oyunlaştırma Nedir?
Oyunlaştırma dediğimiz kavram aslında somut olarak oyun olmayan şeyleri, gerekli teknikleri kullanarak oyun niteliğine ulaştırmak anlamına gelir. Oyun dışı olan bir bağlamı oyun dinamikleri, mekanikleri, oyunsal düşünme ve estetik ile oyun haline uyarlamaktır.
Kişi bu şekilde analitik düşünerek başarıya ulaştığında oyunsal estetik kurgusu ile ödüllendirilir. Bu ödül oyun içerisindeki herhangi bir rozet vb. olabilir. Kişinin ödüllendirilen davranışı pekiştirilmiş olur.
Eğitimde Oyunlaştırma Nasıl Kullanılır?
Düşündüğümüzde aslında oyun oynamaya sempati beslemek için hepimizin bilgisayar oyunu tutkunu olmasına gerek yoktur öyle değil mi? Büyük bir çoğunluğumuz küçükken çocuklara yönelik, şu anda da hala oyun oynamaktan, belki oyun oynayanları pür dikkat izlemekten keyif almaktayız. İşte eğitimde oyunlaştırma tekniklerini tasarlayanlar bizim bu durumumuzun farkında ve bu sayede eğitimde oyunlaştırma son yıllarda büyük oranda yatırım yapılan ve yaygın kullanılan bir teknik.
Eğitimde oyunlaştırma basitçe, oyun kavramının eğlenceli yönünü eğitsel araçlara, teknolojilere yansıtmaktır. Eğitimde oyunlaştırma mantığındaki en büyük amaç özellikle online teknikler yoluyla alınan eğitimde dikkat dağılmasını önleyerek, problem çözme becerisini arttırmaktır. Eğitimde oyunlaştırma dinamiklerini kullanmak kişinin, eğitim sırasında sıkılganlık göstermesine büyük oranda engel olur.
