Einstein’ı Dünyanın En Zeki İnsanı Yapan 10 Öğrenme Alışkanlığı

Yaygın görüşün aksine Albert Einstein gayet iyi bir öğrenci ve doğduğu günden itibaren de parlak zekalı biriydi. Özellikle matematikte vasat olduğuyla alakalı söylentilerin popülaritesine rağmen bunlar geç de olsa düzeltildi. Bir yandan bu asılsız söylentiler birçok insanı kötü notlarına aldırmadan devam etmeye teşvik etse de bunların sırf asılsız olması bu inanılmaz adamdan hiçbir şey öğrenemeyeceğimiz anlamına gelmiyor. Ancak dahi demek süper-insan demek de değildir, Einstein kendi öğrenme tarzını kendisi keşfetmiştir. Einstein’ın aşağıdaki 10 öğrenme alışkanlığı hem senin hem benim için öğrenme serüvenimizi daha etkili hale nasıl getirebileceğimiz konusunda esin kaynağı olabilir.

Einstein’dan Esinlenilmiş Edinmeye Değer 10 Öğrenme Alışkanlığı

Her şeyi durmadan sorgulamak

Sana bir şey öğretildiğinde hemen yazıya dökme, onu gerçek olarak benimseme ve bu durumu tekrar etme. Onun yerine Einstein gibi yap; derinlere in. Eğer hiç soru sormazsan sence bir şeyler öğreniyor musun?

 

Düşüncelerinin başıboş kalmasına izin vermek

Einstein en iyi düşünme eylemlerini gün içinde hayaller kurarak ve düşüncelerini akışına bırakarak yaptığını biliyordu. Sıkıştığını hissettiğinde, mesela özellikle bir makale yazarken ya da bir öneri tasarlarken, aklını oradan çekip biraz uzaklaşması için kendine izin ver.

Çok yönlü ilgi alanlarına sahip olmak

Einstein keman çaldı, gayet canlı bir sosyal hayatı vardı ve durmadan çalıştı. Bazılarınız için bu biraz yoğun gibi gözükebilir ama hatırlamak gerekir ki söz konusu ilgi alanları ve hobiler olunca bir çok işi aynı anda yapabilmek önemlidir. Sadece bir çok farklı şeye ilgi duyarak bir sürü şey öğrenebilirsin. Ayrıca bir tanesi seni çok bunalttığında diğerine geçerek kendine mola hakkı tanımak için de etkili bir yol bu, hem bir konudan diğerine geçip durmak tıkanmış hissettiğinde sana ilham da getirebilir.

En iyi nasıl öğrendiğini keşfetmek

Einstein dışarda fizik ve matematikle alakalı okumalar yaparken gerçekten sınıfta onun için not tutan arkadaşlara sahipti.Başka bir şey yapabilmek için dersi ekme gibi bir izin koparamayacağından, bu benzeri olmayan bir konsept: Bilgiyi en iyi nasıl kavradığını anladığında, alışkanlıklarını hatta belki ders programını bile kendi ihtiyaçların doğrultusunda ayarlayabilirsin.

Parlak, eğitimli insanlarla birlikte olmak

Hayattaki diğer her şey gibi, bir şeyi yapmak için ilham bulmak o işi iyi yapan insanlarla birlikte olduğunda daha da kolay. Konu eğitim ve öğrenme olduğunda, Einstein gibi yap, etrafında mentörler,öğretmenler gibi sana ilham kaynağı olabilecek insanlar olsun. Ve eğer hayatında o tarz insanların eksik olduğunu düşünüyorsan, zeki bir insanı anlatan bazı kitaplar al ve onların yazılarını, araştırmalarını incele.

Öğrenme inancını bulmak

Einstein, çalışma alanları ve soru sorma konularında pratik olarak dindardı. Bu konuların eğitime uygulanması durumunda, olaylar hakkında daha çok bilgi sahibi olunabileceğini düşünüyordu. Bu düşünce büyük ölçüde onun günümüz diniyle alakalı fikirlerini etkiledi ama bu genel çalışma prensipleri için de gayet iyi bir konsept.

Kendin için düşünmek

Bugünün dünyasında, diğer insanlarının fikirlerine saplanıp kalıyoruz. İçtiğimiz kahve bile dahil olmak üzere yaptığımız her şeyin çok önemli olduğunu düşünüp diğer insanlar da görebilsin diye onları kaydetmemiz gerektiğine inanıyoruz. Sonrasında da kendi kişisel değerimizi kahvemizin resminin popülaritesiyle bir tutuyoruz! Einstein’ın hastalıklı gibi sürekli sosyal medyada çevrimiçi olabileceğini hayal edebiliyor musunuz? Tabii ki de asla. Diğer insanların ne yaptığına ya da ne söylediğine takılma. Einstein eğitimdeki otoriteye karşı çok şüpheciydi ve ona öğretilen şeyleri sürekli sorguladı. Hocalarında tartışmayı alışkanlık haline getirme ama kendin için gerçek dünyada düşünmeyi alışkanlık haline getir filtreli sosyal medyada değil. Ne öğrendiğinde ilgili gerçek bir ilgiye sahip olduğun zaman, eğitim senin için doğal bir alışkanlık haline gelir.

İçindeki sese güvenmek

Einstein’ın bir sözü var: ‘’Gerçekten değerli tek bir şey var o da içimizdeki ses’’ ve gayet haklı. Hepimiz kafamızın içindeki o küçük sesin nasıl paranoyaklaşabileceğini biliyoruz ama çoğunlukla bizim iyiliğimiz için ordadır. İçgüdülerini takip et ve kendine acımasız davranma. Konu öğrenme olunca, başarmak için yapman gerekeni bilirsin. Einstein ve babası hakkında efsanevi bir masal var. Söylendiğine göre Einstein beş yaşındayken babası ona bir pusula vermiş. Einstein pusulanın arkasında yatan bilimden o kadar etkilenmiş ki o an bilgiye bağımlı hale gelmiş.

Başarısızlığa açık olmak ve insiyatif almak

Öğrenme söz konusuyken, başarısızlığa açık ve hazırlıklı olmalısın. Hayatta her şeyin mükemmel sonuçlanacağını düşünmek yıkıcı olabilir. Akademik hayat için de aynı şey geçerli. Evet bazen beceremeyeceksin hatta çuvallayacaksın ama bu başardığın her durumu daha da değerli kılacak. Başarısız olma olasılığı insiyatif almana ve kendi kararlarını vermene engel olmasın. Einstein bu öğrenme aşamalarını akademik çalışmaları boyunca buldu ama konu öğrenme ve çalışma olunca kendi karar verebilme yetisine güvendi.

Doğru şekilde öğrendiğinde harikalar yaratabilirsin

Asla aklından çıkarma, sen pırıl pırıl, zeki bir insansın. Notlarının nasıl olduğu ya da bilgiye ulaşma sürecinin nasıl sinir bozucu olduğu önemli değil, hayattaki en önemli şeyler öğrenilemez olanlar. Öğrenme ve eğitim de çok önemli ve sahip olunabilecek en güzel şeyler ama şimdi yazımı Einstein’ın ofisine astığı ve her gün baktığı o sözle bitireceğim ve beni anlayacaksın:

‘’Sayılması mümkün olan şeyler her zaman önemli olmayabilir. Önemli şeyler ise her zaman sayılamayabilir.’’

 

Dilay Doğru

Proje Yönetimi Okulu Blog Yazarı

Exit mobile version