Çernobil’de Neler Yaşandı?
26 Nisan 1986 Cumartesi, Çernobil Nükleer Santralinin 4. reaktöründe, 01:24’te bir patlama meydana geldi.
Çernobil 1970’te açılmış bir nükleer santraldi. Ukrayna‘nın kuzey bölgesinde, Kiev’e bağlı bir yerleşim biriminde bulunan bu santralde kaza günü dört reaktör aktifti. İkisinin inşası ise sürüyordu.
25 Nisan günü, dördüncü reaktör rutin bir bakıma girdi. Teknisyenler olası bir güç kesintisine karşı bir deney yapmaya karar verdiler. Çok ağır sonuçları olacak bu deney için 23:00’da çalışmalar başladı. Etkileri onlarca yıl sürecek, belki de dünyanın başına gelen en büyük felaketin ilk adımı atılmıştı.
26 Nisan 01:23’te, deney için şartların oluştuğuna karar verildi ve düğmeye basıldı. 01:24’te ise, ters giden bir şeyler vardı. Deney için devre dışı bırakılmış güvenlik sisteminden ötürü reaktörde önlenemeyen çekirdek tepkimeleri gerçekleşti, ısı ve enerji bir anda kat be kat yükseldi. Önü alınamıyordu. Artan buhar basıncı, reaktörün tonlarca ağırlıktaki çatısını havaya uçurdu. Reaktördeki zirkonyum ve grafit, yüksek sıcaklıktaki buharla karışınca, hidrojenler yanmaya başladı ve tüm santral alevler içinde kaldı.
Dördüncü reaktörün patlamasıyla ortaya çıkan radyasyon, Hiroşima ve Nagazaki’ye atılan atom bombalarından tam 200 kat daha etkiliydi. Patlama ilk anda bir kilometre yüksekliğe ulaştı. İlk anda ortaya çıkan etkinin, iki metre kalınlığındaki betonu eritecek güçte olduğu ifade ediliyor.
Çernobil’in dördüncü reaktörünün patlamasının ardından bölgeye itfaiye birlikleri çok kısa bir süre içinde sevk edilmişti. Ancak birçoğunun radyoaktif bir tehditle burun buruna olacaklarından haberi yoktu. Mide bulantısı ve kusma ile, itfaiye erlerinin çoğu görevini yapamaz hale geldi. Önemli bir kısmı hayatını kaybetti. Aynı şekilde, Santral’e sevk edilen ve temizlik faaliyetlerinde bulunanların da büyük bir çoğunluğu, maalesef hayatını kaybetti. 3 dakika çalışarak ‘hayatlarında alabilecekleri radyasyon miktarını almış oldular.
Radyoaktif kirlenme Ukrayna ormanlarının yarısına yakın kısmını kirletti. Ukrayna’da 18.000 km2’lik tarım toprakları radyoaktif kirlenmeye maruz kaldı. Ülke ormanlarının %40’ı (toplam 35.000 km2) kirlendi.
Greenpeace, Ukrayna’nın Rivneska Bölgesi’nde bir köyde süt örneklerinde yaptığı analizde, sütlerin %93’ünde uzun ömürlü izotop sezyum-137 olduğunu ve bunun çocuklar için kabul edilebilir radyasyon değerinin çok üstünde olduğunu ifade etti.
Ancak etkisi bununla sınırlı kalmadı. Türkiye’nin de dahil olduğu yakın coğrafyalara hastalık getirdi, ölüm getirdi…
Çernobil Faciası, başta Ukrayna olmak üzere, Rusya, Beyaz Rusya ve bütün Avrupa’yı etkileyen geniş çaplı bir felaket olmuştur. Facianın ardından açığa çıkan radyoaktif maddeye en çok maruz kalan ülke ise Bulgaristan’dır. İngiltere’nin Galler bölgesi de facianın etkilerini hissetmiştir.
Çernobil Faciası tüm dünyada olduğu gibi Türkiye’de de etkisini oldukça hissettirmiştir. Coğrafi konum itibariyle Karadeniz’e komşu olan Türkiye, Çernobil’in olumsuz etkilerinden payını almıştır. Özellikle Karadeniz sahil şeridinde bulunan illerde sıklıkla rastlanan kanser vakalarının nedeni Çernobil Faciası’na atfedilmektedir. O dönemde Karadeniz bölgesinde yetişen tarım ürünlerinin özellikle de çayın tüketilmesinin tehlikeli olduğu gündeme gelmiştir.
3 Mayıs 1986’da ölçülen radyasyon değerleri facianın boyutunu yansıtıyor.
Çernobil’de günümüzdeki radyasyon düzeyi hala normalin çok üzerindedir. 300 metreden 12 mikroröntgen olan doğal ortam radyasyonunun, kazanın yaşandığı santrale 300 metre mesafede bu değerin oldukça üstünde ölçüldüğü ifade ediliyor. Bu değer bir ölçüde azalsa da, bölgenin tamamen sağlıklı bir şekilde yaşanabilir bir ortama dönüşmesi için yüzlerce, binlerce seneye ihtiyaç var.
Gamze Sevdik
Proje Yönetimi Okulu Blog Yazarı