BlogKariyer

Çalışırken Anksiyeteyle Başa Çıkmak İçin 7 İpucu

Günümüzde birçok insan, stresli çalışma koşulları nedeniyle anksiyete bozukluğuna sahiptir ve anksiyeteyle başa çıkmak zorundadır. Uygunsuz çalışma ortamları veya stresli görevler kronik stres bozukluklarına yol açmakta ve insanlar için uzun vadede fiziksel ve zihinsel sağlık sorunlarına yol açmaktadır. Çalışırken oluşan bu kaygı, şüphesiz hepimizin karşı karşıya olduğu bir gerçek.

Bu yazımızda size, iş hayatınızda veya sosyal hayatınızda anksiyete ile başa çıkmak için 7 temel ipucunu derledik. Daha güçlü, aktif ve verimli olmanın anahtarı bu 7 ipucu, eminiz karşılaştığınız stres ve endişeyi yönetmede size en iyi yol gösterici olacaktır.

Çalışırken Anksiyeteyle Başa Çıkmak İçin 7 İpucu

Yaşam Sağlık Planı Edinin

Bir yaşam sağlık planınız olmadan, işyerinizdeki kaygıyla baş etmeniz neredeyse imkansızdır.

Kişisel yaşam sağlık planınız, hem fiziksel hem e zihinsel gücünüzü oluşturup, sürdürdüğünüz temeldir. Bir sağlık planı, dayanıklılığınızı güçlendirir ve bu da, iş ve kişisel yaşamınızdaki yıkıcı, stresli durumları başarıyla yönetmenin temel anahtarıdır.

Fiziksel ve zihinsel sağlığınız nasıl yönettiğiniz tamamen size kalmış. Ancak, hangi fiziksel aktivitelerin tadını çıkardığınızı bir liste haline getirin ve sonra bunları düzenli olarak uygulamaya çalışın.

Sosyal etkileşim zihin sağlığınız için önemlidir ve yaşamınızdaki pozitif sağlıklı ilişkileri sürdürmek için çaba ve bağlılık gerektirir. Hayatınızın olumlu yönlerini görmekten geri durmayın ve bu olumlu yönlerin sizin için bir motivasyon kaynağı olmasına izin verin. İlişkilerinizin, işinizde ve kişisel yaşamınızda zor zamanlardan kurtulmanıza yardımcı olmak için var olduğunu unutmayın.

Erken Harekete Geçin

‘’Hareketsizlik şüphe ve korku doğurur. Eylem, güven ve cesaret doğurur. Korkuyu fethetmek istiyorsanız, evde oturmayın ve fazla düşünmeyin. Dışarı çıkın ve meşgul olun. ‘’ – Dale Carnegie

Ne kadar dayanıklı olursanız, hayatınızda yolunda gitmeyen şeylere daha fazla uyum sağlayabilirsiniz. Anksiyete ve stres zamanla gelişir. Vücudunuz ve sezginiz ‘toksik’ bir durumun başlangıcında bunun doğru olmadığını size bildirecektir. Yapmanız gereken en önemli şey, uyarı işaretlerini erken görmek ve harekete geçmektir.

Doğru zamanda harekete geçmek, anksiyetenin ve stresin hayatınıza hükmedemeyeceğini ve hayatınızı kontrol altına almayacağından emin olmanın en iyi yoludur. Hiçbir şey yapmamanız, kişisel yaşamınıza etki edecek, sizi etkisi altına alacak ve eninde sonunda sizi felce uğratacaktır.

Karar vermek kolay bir süreç değildir. Toksik bir yönetici ile pek çok kötü deneyimin ardından, eve dönüş yolunuzda bir anksiyete krizi geçirebilirsiniz. Bu noktada kontrolü elinize almalı ve karar verme konusunda size yol göstermeli.

Basit Eylem Stratejileri Geliştirin

Stresi önlemek için hangi eylemlerin ne zaman yapılması gerektiğini bilmek, kendiniz hakkında daha fazla bilgi edinme yolculuğunun bir parçasıdır. İnsan olarak, doğal arzumuz, acıdan kaçınmaktır ve bu da acı veren duygular içerir. Acı verici duygulardan alkol veya uyuşturucu maddeler kullanarak uzaklaşmak kısa bir süre için etkili olabilir ancak, uzun vadede kendinize geldiğinizde, hislerinizin arkasında yatan nedenin hala orada varlığını sürdürdüğünü göreceksiniz.

Ne kadar kendinizde iseniz, duygularınız ve hisleriniz için de o kadar bilinçli olursunuz. Kendi hayatınızda endişe ve stresin nasıl üstesinden gelineceğine dair mükemmel bir çözüm sunmayı çok isteriz fakat bu kişisel bir durumdur ve yine kendinizin anlaması gereken bir şeydir. Kendinizi anladığınızda, harekete geçmek için yeterli gücü ve cesareti bulacaksınız.

Doğru zihniyette ilerlediğiniz takdirde, stresli durumları ileriye dönük olarak daha kontrollü ele alabilirsiniz ve başarılı bir şekilde yönetebilirsiniz.

Unutmayın, düşünceleriniz eylemlerinizi kontrol eder. Daha olumlu bir düşünce tarzıyla, işinizdeki ve hayatınızdaki stres ve endişeyi yönetmek için sandığınızdan daha güçlü olabilirsiniz.

 

 

anksiyete

 

 

Anksiyetenin Nedenlerini Bilmek

Yaşadığımız 21. Yüzyılda, iş yerindeki zorlukların ve hızlı değişimlerin etkisinden kaçmanın maalesef hiçbir yolu yoktur.

‘Yıkıcı Teknoloji’ terimi, yeni teknolojinin çalışma ortamında sahi olduğu etkiyi ve etkisini açıklamak için kullanılan bir terimdir. Bu değişimi başarılı bir şekilde yönetmek için, içinde olduğunuz organizasyonların daha çevik, daha esnek ve daha uyarlamalı olması gerekir.

Günümüzde çalışma ortamları giderek daha rekabetçi hale gelmekte ve çalışma kuralları değişmeye devam etmekte. İş kayıpları, artık bir kişinin kariyerinde ve bir şirkete olan bağlılığında etkisini gösteriyor. Bu aksaklık ile birlikte, belirsizlik ve korku duyguları insanların yaşamlarına hakim olmaya başlıyor. Bu olumsuz duyguların sizi iş yerinizde ne zaman ele geçireceğini önceden kestirebilirsiniz çünkü insanların birbirlerine karşı davranışları değişmeye başlayacak, hoş veya saygılı davranmayı bırakacaklardır.

Tüm bu olumsuz davranışlar ve duygular ‘toksik bir işyeri’ olarak bilinen şeyi yaratır. Zehirli bir atmosfere sahip bir işyerinde çalışmaktan kaynaklanan stres ve kaygı, insan psikolojisini zayıflatabilir. Bu zor ve acı verici durumlara erken hakim olmazsanız, mutsuzluk ve umutsuzluğun girdabı içine çekileceğinizi göreceksiniz.

Bu yüzden, endişenizi tetikleyen şeylerin neler olduğunu bilmek çok önemlidir. Hangi olaylar, düşünceler ve duygular sizi uyarabilir? Değişimden korkuyor musunuz? İşten ayrılmak zor mu geliyor? Kendinizi başkalarından daha ön plana koymanız gerektiğini hissediyor musunuz? Fikrinizi ortaya koymayı veya soru sormayı zor buluyor musunuz? İşinizi kaybedeceğinizden korkuyor musunuz?

Stres ve anksiyetenin fiziksel belirtilerini tanımak da önemlidir. Vücudunuz bu iş için yaratılmış harika bir ekipmandır ve sizi doğru zamanda bilgilendirir. Eğer kalbiniz olduğundan daha fazla kan pompalıyorsa, avuç içleriniz terlemeye başlıyorsa ve nefesinizin daraldığını hissediyorsanız, bunlar stres altında olduğunuza dair kesin işaretlerdir ve bu noktada anksiyete devreye girer.

Kaygı tetikleyicilerinizin ne olduğunu bilmek, işyerinizde karşılaştığınız kaygı ve stresli durumlarla aktif bir şekilde başa çıkmak için büyük bir adımdır.

 

 

Bağlı Kalın

Destek alabileceğiniz kişileri kendinize yakın tutun. Hayatınızda neler olup bittiğini öğrenmelerine ve size yardım etmelerine fırsat verin.

Anksiyete ve stres ile ilişkili duygularla baş edemezseniz, hayatınızı sürekli sabote etmeye devam ederler. Bu stresli durumlara değinmezseniz, sizi destekleyen ve seven insanlardan daha fazla çekinmenize, uzaklaşmanıza neden olabileceğini göreceksiniz. Enerjili ve motive olmuş hissettiğiniz yerlerde pozitif ilişkiler kurmaya odaklanın. Yüksek stresli anksiyete zamanlarında, pozitif düşünelere sahip ve sizi destekleyici insanlara sahip olmanız gerekir. Bu insanlar, karşılaştığınız zor durumlarla ilgili duygularınızı ve korkularınızı paylaştığınız kişilerdir.

 

 

Ara Sıra Düzenli Hayatınızdan Uzak Kalın

Çalışmanın da bir yeri ve zamanı var, dinlenmenin de. Kendinize dinlenmek için zaman ayırın ve işinizi eve götürmemeye gayret gösterin. Arkadaşlarınızla veya ailenizle hafta sonu için ne yapmanız gerektiğini tartışmayı bir alışkanlık haline getirin.

İş hakkında düşünmek ve ne kadar çalışmanız gerektiğini düşünmek sizi şu anda yaşamaktan alıkoyar. Sizin için önemli olan şeyleri o an düşünmüyorsunuz demektir. Dinlenmek ve rahatlamak için kendinize zaman vermiyorsunuz demektir. İşiniz hakkında bu kadar kafa yormak, içinden çıkılmaz düşüncelere dalmak anksiyeteye davetiye çıkarmaktır.

Hafta sonu boyunca kullandığınız herhangi bir teknolojik aletle olan bağlantınızı kesin. Faacebook, Twitter, Instagram gibi sosyal medyalardan 1 hafta sonu boyunca uzak durmaya çalışın. Bunun yerine sevdiğinizi bir kitaba devam edebilir, gün doğumunu veya batımını izleyebilirsiniz. Kısa yürüyüşlere çıkabilir, ufak tatil kaçamakları yapabilirsiniz.

Kendinizi dinlemek, yeniden bağlantı kurabilmek için kendinize birkaç gün de olsa zaman ayırmanız gerektiğini unutmayın.

 

Pozitif Olmaya Odaklanın

Stresli iş durumlarıyla karşılaştığınızda, her gün yataktan kalkmak ve mutlu hissedip yine aynı işe gidiyor olmak gerekten zor olabilir. Yorgun, endişeli ve korku dolu olduğunuzda kendinizi bu çaresizlik ve umutsuzluk durumundan çıkarmak ve mutlu birine dönüştürmek göründüğü kadar kolay olmayabilir.

Örneğin, az önce okuduğunuz diğer 6 başlığın tamamını izlemiş olmanız sizi pozitif düşünen biri yapar. Olumlu, iddialı bir kişiliğiniz var demektir. Ancak bu karaktere sahip insanlar bile anksiyeteye yakalanmayacak diye bir durum yok. Bu kişilerde de kaygı oluşabilir.

Kendinize zaman ayırın ve hayatınızdaki tüm olumlu şeylerin bir listesini hazırlayın. Başarılarınız neler? Güçlü yönleriniz neler?

Çocukluğunuza geri dönün ve hayatınız boyunca yaptığınız ve sevdiğiniz tüm harika şeyler listeleyin, hayalleriniz, umutlarınız, en iyi çocukluk arkadaşlarınız ve sahip olduğunuz tüm eğlenceli maceralarınızın bir listesini yapın.

Anksiyete ve stres duygularınızı nasıl ele alacağınızı seçebilirsiniz. Bu duygulara nasıl hükmetmek istediğinizi seçerek, kaygıyla baş etmek sizin elinizde. Unutmayın hayatınızın kontrolü sizin elinizde ve yetkin kişi yalnızca sizsiniz.

Umuyoruz bu sıraladığımız 7 ipucu, değişikliklere yol açar, güçlenmiş bir karaktere ve cesur bir kişiliğe yeniden ulaşmanıza yol gösterici olur. İşyerindeki ve hayatınızdaki anskiyetenin üstesinden gelmek zor ama imkansız değil.

 

Bilgehan Yıldırım

Proje Yönetimi Okulu Blog Yazarı


İlgili Makaleler


Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir


Başa dön tuşu