Çalışan Anneyi Çalışan Baba Olarak Nasıl Desteklemeli? 18 yaşın altındaki çocukları olan iki ebeveynli hanelerin kabaca yüzde 60’ında, her iki ebeveyn de tam gün çalışmaktadır. Ama çocuklar hastalanınca kim işten izin alıyor? Veya eğer bir yöneticiyseniz, bir erkek çalışanınız, bebeğini çocuk doktoruna götürmek için zamana ihtiyacı olduğunu söylediğinde nasıl tepki verirsiniz?
Üzücü gerçek şu ki, birçok şirket ve ailedeki ihmal; erkeğin çalışmasına, kadınınkine göre daha fazla değer verilmektir, hatta mesleki yükümlülüklerinde veya tazminatlarında önemli bir fark olmamasına rağmen. Bu, kadınların bakıcı olduğu işyerlerinde kalıp yargılara dönüşüyor; ki sonuç olarak kadınların, iş hayatındaki başarılarını ve yukarı doğru hareketliliklerini olumsuz yönde etkileyebilir.
Pew Araştırma Merkezi’nin veri analizine göre (1965–2011), çift gelirli çiftlerdeki babalar, çocuk bakımına annelere göre daha az zaman ayırmaktadır. Babalar, eskisinden iki kat daha fazla ev işi yapıyor (haftada ortalama dört saatten 10 saate kadar), ancak hala önemli bir dengesizlik var.
Bu sadece eşler arasındaki bir sorun değil; bu bir işyeri kültürü sorunu. Birçok ofiste, babaların önemsemeleri gereken aile yükümlülükleri olduğunu açıkça ifade etmeleri hala tabudur. Buna karşılık, annelerin herhangi bir aile krizinin merkezinde olacağı varsayımı, derinlemesine devam edendir.
Şirketimden bir örnek vereyim. Birkaç yıl önce, ekip üyelerimizden biri doğum izninden döndükten kısa bir süre sonra saha dışı toplantı için bize katıldı. Seyahatten iki saat bile geçmeden, kocası bebeğin durmadan ağladığını söylemek için aradı. Meslektaşımızın bu durumda yardım etmek için pratikte yapabileceği çok az şey olmasına rağmen, bu çağrı açıkça rahatsız edici oldu ve sonuç; dikkatinin önemli bir iş yemeğinin geri kalan kısmı için bölündüğü idi.
Bu, bebeğin doğumundan beri ondan uzakta ilk gecesiydi ve eşinin bu etkinlikten önce birkaç iş gezisinde bulunduğunu biliyorum. Yine de iş gezisi sırasında çocuk bakımı ile ilgili soruları sormak için onu aradığından şüpheliyim. Pek çok yerdeki anne gibi, işleri kendi başına çözmesi bekleniyordu.
Rakamlar bu hikayenin istisna olmaktan uzak olduğunu gösteriyor. Başka bir Pew araştırmasında, çift gelirli ebeveynlerin yüzde 47’si, çocuk hastalandığında annelerin işlerini daha fazla üstlenmeleri gerektiği hakkında karar vermişlerdir. Ek olarak, çalışan annelerin yüzde 39’u, çalışan babaların sadece yüzde 24’üne kıyasla işten çocuklarına bakmaları için büyük oranda zaman ayırdıklarını söyledi. Annelerin, babalara kıyasla ailedeki bazı nedenlerden dolayı işlerini bıraktıklarını ihtimali daha yüksektir. (yüzde 27 ila yüzde 10)
Öncelikle açıkça belirtmek isterim ki; ailelerin kişisel ve mesleki sorumluluklarını nasıl bölmesi gerektiğini ve elde ettiklerini yargılamıyorum. Bu onların yüzde 100 imtiyazına kalmıştır. Bundan ziyade, eşlerin benzer veya aynı mesleki sorumlulukları olsa dahi devam eden eşitsizlik kültürünü hedef alıyorum.
Çalışan eşinizi desteklemek için şu yolları takip edebilirsiniz:
Bir baba olarak kendinizden daha yüksek beklentileriniz olsun; sen bir ebeveynsin, bakıcı değil!
Çocuk doktorunuzun kim olduğunu ve ona nasıl ulaşacağınızı bilin. Ulaşım ve acil durum kapsamı için bir yedekleme planınız olsun.
Eşinizden, tüm görünmeyen işleri kendi başına yönetmesini beklemeyin. Ebeveynlik beklenmedik durumlara hazırlık ve çaba ister.
Hayatın diğer alanlarında olduğu gibi, güven inşa etmenin yolu da yaparak öğrenmektir. Anneler bu şeyleri babalardan daha fazla nasıl yapacaklarını bilerek doğmamışlardır.
Eşinize, size davranılmasını istediğiniz gibi davranın!
Bir iş gezisinde bir erkeğin karısına, “Bir toplantının ortasındayım. Bu konuda ne yapmamı istiyorsun? ” tarzında bir şey söylediğini kaç kez duyduğumu bilemezsiniz.
Ancak, konumlar değiştiğinde, erkekler sık sık ilk sorun belirtisinde aynı çağrıyı yaparlar.
Çocuklardan sorumlu olduğunuzda, anneler ne yaparlardı diye düşünün ve onu yapın: Çözün.
Çocuklarınızla ilgilenmeniz gerektiğinde, eşinizin müsaitliği hakkında bir mazeret göstermeyin!
Bu durum, çocukların annenin birinci önceliği ve babanın ikinci görevi olduğunu gösterir.
Müşterilerime, “Bugün çocuklarım benle çünkü karımın öngöremediği bir işi çıktı” dediğim için suçlu hissettiğimi itiraf ediyorum. Söylemem gereken şey, “Bugün çocuklarımla ilgileniyorum” idi.
Erkeklerin kişisel sorumlulukları olduğunu kabul etmek neden bu kadar zor? Oğullarınız ve kızlarınız için bir örnek oluşturduğunuzu ve doğru olanı yaptığınızı unutmayın.
Bir yönetici olarak, evlerinde beklenmedik durumlar ortaya çıktığında, hem erkek hem de kadın iş arkadaşlarınızı destekleyin!
Kimse aksaklıklardan hoşlanmaz ve karşılaşmak istemez, ama hayat bu, ve herkes bir gün bakıcısından, okul hemşiresinden veya yaşlı ebeveynlerinden gelen sorunlu telefon görüşmesi ile yüzleşir.
Kişisel ihtiyaçlara yardım etmek, lider olarak bir zayıflık işareti değildir. Çalışanların kişisel yükümlülüklerini ve ailelerini umursadığınızı bilmeleri ve kendilerine değer verdiğinizi göstermeniz durumunda çalışanların büyük işler yapma olasılığı daha yüksektir.
Skoru veya süreyi takip etmeyin!
Evde çocuk bezini en son kimin değiştirdiği veya bulaşıkları yıkadığı hakkındaki tartışmalara girmek çocukçadır; herkesin katkıda bulunması gerekir, asıl önemli olan; herkes sağlıklı ve yeterince uyuyor mu? Birbirinizin eşlik etmesinden zevk alıyor musunuz?
Odak, çaba ve girdilerden ziyade sonuçlar ve performans üzerine olmalıdır. Genel hedeflere yönelik dengeyi korumanın yolu budur.
Uzun Lafın Kısası
Açıkçası, pek çok çalışan babanın hem evde hem de profesyonel yaşamlarında müthiş bir iş çıkardıklarının farkındayım. Endişem, bu göze çarpanların genellikle iş arkadaşları tarafından görülmemesidir, kasten veya istemeyerek, ebeveyn olarak kimseye çaktırmadan çalışmalarına izin verdiler. İşyerinde algıları değiştirmek için; babaların, aile sorumlulukları konusunda açık ve dürüst olmaları gerekir.
“Her şeyi nasıl dengeliyorsun?” sorusu sadece kadınlara sorulan bir şey olmamalı. Açıkçası, kimse bu soruyu cevaplayamaz. Kariyer ve ebeveynlik sorumlulukları bir arada sürdürmeye çalışmak zordur. Bazen, çok zor.
Fakat bu daha fazla, ebeveynin bir ekip olarak birlikte yapması gereken bir şey. Bu, çift ilişkisi için de olumlu olan bir bonus etki olabilir; çünkü hiçbir şey çift ilişkisini, eşitsizlik hissinden daha hızlı bir şekilde etkileyemez.
Artı olarak, ebeveynlik becerilerinin pratiklerle gerçekten daha da iyi olduğuna ve her iki cinsiyetten insanlar için harika olduğunu söyleyebilirim. Kültürel beklentilerimiz olan kadınların “besleyici” ve erkeklerin “sağlayıcı” algısının evrimleşmesi gerektiğini düşünüyorum.
Gamze Aydın
Proje Yönetimi Okulu Blog Yazarı