Ne zaman tatile gitmeye hazırlansam yanımda kucak dolusu kitaplar taşımayı severim. Çoğunlukla bir tatilde bitirebileceğimden çok daha fazla kitap alırım. Benim felsefem daha çok tatilde hiç kitap okumamaktansa olması gerekenden fazla okumak üzerine kurulu.
Eğer siz de benim gibiyseniz muhtemelen şu anda bu yaz için ne okuyacağınızı düşünmeye başladınız ve aşağıdaki kitapları size pek de tavsiye edemiyorum.
Bu kitaplar insanların çoğunlukla kendilerini aydınlattığını düşündüğü kitaplardan değil. Biri dışında hepsi bozulmayı – parçalanmayı temel ideoloji olarak benimsemiş. Burada “bozulma”dan kastım teknoloji çağı insanlarının kullandığı tarzda değil. Geçenlerde Bolşevik Devrimi’nden sonra kurulan Sovyetler Birliği olsun, Amerika’nın savaş dönemindeki yılları veya ekonomimizdeki evrensel devrim, kendimi ayaklanma konulu kitapların beni çektiğini düşünürken buldum (ayaklanma, aslında kitaplardan birisinin başlığı da bu).
Eğer sıradan bir yaz tatili kitabından fazlasını arıyorsanız, size Graeme Simsion’un The Rosie Result kitabını öneririm (ve eğer Rosie üçlemesinin ilk iki kitabını okumadıysanız, yaz tatili başlamak için en güzel fırsat). Ayrıca Melinda’nın yeni kitabı The Moment of Lift’e karşı koyamıyorum. Önyargılı olduğumu Kabul ediyorum, fakat bu kitap benim bu yıl okuduğum en iyi kitaplardan birisi.
İşte benim yaz tatili listemin tamamı:
Upheaval, yazarı Jared Diamond. Jared’in yazdığı her şeyin büyük bir hayranıyım, son yazdığı kitap da buna dâhil. Kitap, toplumun kriz dönemlerinde nasıl tepki verdiği ile alakalı. Devletlerin iç savaşlar, dış tehditler ve genel durgunluk zamanları ile nasıl baş ettiğini göstermek için pek çok büyüleyici örnek vermiş. Biraz daha negatif duruyor ama kitabın sonuna geldiğimde, kitabı ilk okumaya başladığım zamana göre çok daha pozitiftim.
Kitabın Türkçesi: Çöküş
Nine Pints, yazarı Rose George. Eğer kandan iğreniyorsanız, muhtemelen bu kitap size göre değil. Fakat eğer benim gibiyseniz ve bunu ilgi çekici buluyorsanız, özellikle bu konuyla ilgili kişisel tecrübeleri olan İngiliz bir gazeteci ile birlikte çok keyifli bir okuma gerçekleştireceksiniz. Belirli bir konu hakkında derinlemesine bilgi içeren kitapları seviyorum, yani Nine Pints (başlık ortalama bir yetişkinde bulunan kan yoğunluğunu ifade ediyor) tam bana uygun bir kitaptı. Sizi kan konusunda yeni bakış açıları ile baş başa bırakacak olan bu kitap ilginç gerçeklerle dolu.
Link: https://www.goodreads.com/book/show/38232376-nine-pints
A Gentleman in Moscow, yazarı Amor Towles. Görünen o ki tanıdığım herkes bu kitabı okumuş. Üvey kardeşim bana bir kopyasını yolladıktan sonra ben de bu kulübe katıldım, ki bunun için çok memnunum. Towles’in kitabı komik, zeki ve her şeye rağmen neşeli olan bir insanın Moskova’daki bir otelde ömür boyu ev hapsinde kalmasını konu ediniyor. Rus kitapları okumayı benim kadar sevmeseniz bile (Dostoyevsky’in her kitabını okumuş birisi olarak), A Gentleman in Moscow herkesin zevk alabileceği muhteşem bir hikâye.
Kitabın Türkçesi: Moskova’da Bir Beyefendi
Presidents of War, yazarı Michael Beschloss. Benim ilgi alanımın bütün yönleriyle Vietnam Savaşı olması bu kitabı okumamın asıl nedeni. Kitabı bitirdiğim zaman ABD’nin 19. yüzyılın sonları ile 1970’de bu ülkeye girmesinde tek nedenin Vietnam’ın olmadığını, 8 farklı karışıklığın da bunda katkısının olduğunu öğrendim. Beschloss’ın geniş bakış açısı size başkanlık liderliği konusunda pekçok ders verecek.
Link: https://www.gatesnotes.com/Books/Presidents-of-War
The Future of Capitalism, yazarı Paul Collier. Collier’in son kitabı şu anda pek çok insan için çok önemli olan bir konuya karşı çıkar nitelikte. Yazdığı her şeye katılmasam da – sanırım onun sorunlar hakkındaki analizleri ürettiği çözümlerden daha başarılı, bir gelişim ekonomisti olarak Collier’in geçmişi ona kapitalizmin ne tarafa yöneldiğine dair çok zekice bir bakış açısı katıyor.
Link: https://www.amazon.com/Future-Capitalism-Facing-New-Anxieties/dp/0062748653
Mine Özgizep
Proje Yönetimi Okulu Editörü