Hata yapmak, hayatta her alanda karşılaşacağımız kaçınılmaz bir deneyimdir. Zaman veya mekân dinlemez; okulda, evde, aile içinde, iş yerinde ve arkadaşlar arasında gibi ortamlarda bile kendini gösterebilir. Bu öyle bir duygudur ki tüm iyi düşüncelerinizi alır, sizi derin bir öfke ve karanlıkla dımdızlak ortada bırakır. Bazen öyle bir an gelir ki ellerinizi yukarı kaldırıp “tamam, benden bu kadar; hadi eyvallah gidiyorum” demek dünyanın en cazip yolu gibi gelir ama bizi bekleyen sorumluluklarımız bunu yapmamıza olanak vermez. Şimdi durun ve derin bir nefes alın, kendinizi hata denizinde bulduğunuz anda birazdan bahsedeceğim inanılmaz insanları ve öykülerini ele alın, bakarsınız bu insanlarla ortak bir yönünüz çıkar.
Dünya üzerinde başarılı hatalara imza atmış olan insanların olduğunu bilmek gerçekten iyi hissettiriyor. Belki de geleceğin başarılı hatası sizsinizdir, ne dersiniz?
J.K ROWLING
Harry Potter’ı izlemeyen veya duymayan yoktur diye tahmin ediyorum. İşte bu harika kitapların yazarı J.K Rowling, Harvard’da bir konuşmasında, hata yapmanın öneminden ve değerinden söz etmiştir. Peki neden? Çünkü kendisi de bir zamanlar hata yapmıştı. Mezuniyetinden kısa bir süre sonra, kâbus gibi bir zaman geçirdi. Kendi deyimiyle, uzun bir süre boyunca hatalar ve başarısızlıklar peşini bırakmadı. Kısa süren bir evlilik, bekar bir ebeveyn, ki işsiz olmasının altını çiziyor, ve modern İngiltere’de yaşamak için oldukça fakir olmak ve evsiz olmak… Ailesinin onun için olan endişeleri, onun kendi için olan endişeleri çoğaldı ve her alanda kendini dünya üzerindeki en büyük hata olarak gördü. Bu hatalardan ve başarısızlıklardan daha güçlü olarak çıktı ve bu güçle başarının kapısını açmış oldu.
STEVE JOBS
Şu an oldukça modern ve yenilikçi olan Apple Markası, bir garajda iki kişinin ortaklaşa çalışmasıyla ortaya çıktı. Yıllar sonra bakıyoruz ki, 4000 çalışanlı 2 Bilyon Dolarlık bir şirket dev gibi karşımızda duruyor. Ama daha da inanılmaz olanına hazır olun, bu muhteşem başarılı şirketin ortağı Steve Jobs, bir zamanlar çalıştığı bu şirketten kovulmuş. Bu olay ona tutkusunun, başarısızlığının yarattığı o hayal kırıklığından bin kat daha güçlü olduğunu hatırlatmış ve yoluna devam etmiş. NeXT ve Pixar gibi diğer müesseseler sonunda Jobs’ı Apple’da CEO olmaya yönlendirmiş.
Jobs, 2005’te bir röportajında Apple’dan kovulmanın hayatında başına gelen en iyi şey olduğunu belirtmiştir.
İşinizi mi kaybettiniz? Öyleyse kovulmaya devam edin! (Mecazi anlamda tabiİ ki de) Belki, geleceğin Steve Jobs’ı siz olabilirsiniz.
BILL GATES
Bill Gates, Türkçe deyimle, Harvard terkti. Tam anlamıyla başarısızlığın tanımı olan Traf-O-Data adında bir şirketin ortağıydı. Ancak, bilgisayar programlamaya olan tutkusu, bu başarısızlığıyla Microsoft gibi alanında meşhur bir yazılım şirketinde uzman yaptı ve 31- yaşında dünyanın en genç bilyoneri olmasına olanak sağladı. Kendi deyimiyle: “Başarıyı herkes kutlar ama hatalardan ders çıkarıp onlara kulak vermek daha da takdire şayandır.”
Aman dikkat; bu demek değil ki Harvard’ı bırakmak sizi bir bilyoner yapacak ancak tek başına bu parlak derece, belki de başarıya giden yoldaki tutku ve bağlılık kadar önemli değildir. İnsan hayatta sıkı sıkıya tutunduğu bir alanla da çok başarılı olabilir, tabi onu takip ederse ve gelişmek için uğraşırsa.
ALBERT EINSTEIN
Einstein deyince aklımızda hep zekâ ve dahilikle bağlantılı kavramlar belirir. Ancak genel izafiyet teorisinin kurucusu Albert Einstein’ın 9 yaşına kadar konuşamadığı da aşikâr bir gerçektir. Asi ruhu, okuldan atılmasına sebep olmuştur ve Zurich Çok Programlı Okuluna kabul edilmemiştir.
Önceki tökezlemeleri, 1921’de Fizik alanında Nobel Ödül’ünü almasına engel olamadı. Her şeyden sonra, başarının gelişmekte olan başarısızlık olduğuna inanmıştır. Günümüze kadar, araştırması kültür, din, sanat ve hatta talk show programları gibi hayatın içinden olan çeşitli konuları bile etkisi altına almıştır.
Henüz hayatınızda ahım şahım bir başarıya imza atmış olmamanız, kendi Einstein’ınınız olmayacağınız anlamına gelmez.
ABRAHAM LINCOLN
1831’de iflas eden ve 1836’da sinir krizinden çok çeken ve de üstüne 1856’daki başkanlık seçimlerini kaybeden Abraham Lincoln, reddedilmeye ve başarısızlığa hiç de yabancı olan biri değildi. Bu başarısızlıkları her şeyden vazgeçmek için bir dayanak olarak görmek yerine, elinden gelenin en iyisini yapmaktan asla vazgeçmedi. Bu muhteşem adamın deyimiyle, onun en çok ilgilendiği şey, sizin başarılı olup olmamanız değil, asıl sizin bu başarısızlıktan memnun olup olmamanız. Lincoln, 1861’de Amerika Birleşik Devletleri’nin başkanı olarak seçildi, ki bu da vazgeçmemenin ve yılmamanın önemini gösteren güzel bir örnektir. Ne kadar geri çevrildiğiniz belirleyici bir faktör değildir. Başarı hala sizin elinizdedir.
MICHAEL JORDAN
“Kariyerim boyunca 9000 basket kaçırdım. 300 oyun kaybettim. 26 kere, oyunu bitiren basketi atmam gerekti ve bu basketleri kaçırdım. Hayatım boyunca başarısız oldum ve yine oldum, yine ve yine. Ve bu neden başarılı olduğumun arkasındaki gerçektir.”
Bu alıntı, emekli efsane basketbolcu Michael Jordan’ın bir Nike reklamında konuşurken söylediği sözlerdir. Jordan’ın yeteneklerinin doğal bir yetenekten var olduğunu söylemek bir yanılsama yaratabilir. Aslında, ilk yıllarında, basketbol koçları Jordan’ın minimum boya ulaşamadığını söylüyor ve bu konuda ne yapacaklarını bilememekteydiler. Yıllar süren çaba, pratik ve hatalar onu bugün tanıdığımız yıldız yapan şeylerdir.
STEVEN SPIELBERG
Tüm zamanların en iyi film yapımcılarından biri olarak görülen Steven Spielberg, tanıdık bir ünlüdür. Bu yüzden, bu şahane Jaws and E.T.’nin arkasındaki dehanın lisede kötü notlar aldığını ve 3 kere Güney California Üniversitesinden ret yanıtını aldığını duymak sizi şaşırtabilir. Üniversitedeyken, 1969’da televizyon direktörü koltuğuna oturmasını sağlayan Universal’daki yapımcıların dikkatini çekti. Bu, 33 yıl boyunca üniversiteden mezun olamamasına eşitti. Çalışma azmi ve hatalarını kabul edişi başarısının anahtarıydı. “Yaşlansam bile, yaptığım şey asla yaşlanmıyor ve sanırım bu beni daha da heveslendiriyor.” Okuldaki kötü notları bir yana bırakalım; bu dehayı sorgulamanın bir alemi de yok.
Spielberg bu zamana kadar, 51 film yönetti ve 3 Oscar kazandı.
WALT DISNEY
Mickey Mouse’un yaratıcısı Walt Disney, orduya başarısız bir katılım girişimi yüzünden okuldan atıldı, ve önceki çalıştığı yerlerden Laugh-O-Gram Studios, onun şirketi başarılı yönetememesi yüzünden iflas etti. Bir kere de Missouri Gazetesinden yeterince yaratıcı olmadığı gerekçesiyle atılmıştı. Ama bugün, Disney’in arkasındaki bu dahi isim, önceki nesillerin çocukluk anıları ve hayallerinin başındaki kişidir. Snow White’tan Frozen’a, Disney, gelecek nesilleri de eğlendirmeye devam edecektir. Mantık çok basit: “… uzun süredir arkamıza bakmıyoruz. İlerlemeye, yeni kapılar açmaya ve yeni şeyler yapmaya devam ediyoruz çünkü merak ediyoruz ve merak, yeni yolları denememizi sağlıyor.”
VAN GOGH
Van Gogh, yaşadığı sürece akıl hastalığına yakalandı, ilişkilerinde başarısız oldu ve 37 yaşında intihar etti. Hayatında, onu bir sanatçı olarak kabul edilmesini sağlayacak sadece bir resim satabildi. Ama bu başarısızlıklar, onun sanata olan heyecanını ve tutkusunu bastıramadı. Kendisinin ölümünden sonra post modernizmi temsil eden isim olacağını ve gelmiş geçmiş en iyi sanatçılardan biri olarak görüleceğini nerden bilebilirdi ki? Sanat derslerinde önemli bir konu olarak geçeceğini ve resminin televizyonda, kitaplarda ve popüler kültürün değişik kalıplarında kullanılacağını asla bilemezdi. Bu harika ancak bir o kadar da trajik sonlu adamın deyişiyle: “Eğer içinizden bir ses ‘çizemezsin’ derse, tüm çabanızla çizin, boyayın; o zaman bu ses sessizliğe gömülmeye mahkumdur.”
STEPHEN KING
Fakir bir ailede yetişmesi, paranoya oluşu ve kabuslarla boğuşması onun bugünkü “Korku Ustası” unvanını almasında şüphesiz ki büyük bir etkendir. Uyuşturucu ve alkol onun hissettiği mutsuzlukla başa çıkma yöntemiydi. Kullandığı ilaçlar ve yayıncılardan ret cevabı almasının getirdiği öfke, çocuklarına karşı zihinsel bir şiddet düşüncesine itilmesine sebep oldu. Bu yoğun duygular yazmaya odaklanmasındaki baş etkenlerdi. Yazmak, onun problemleriyle başa çıkma mekanizması haline geldi ve işte karşınızda bizim bugün gördüğümüz başarılı kişinin hikayesi.
Aysu Begüm Karagöl
Proje Yönetimi Okulu Blog Yazarı