Dürüst olalım, Almanca öğrenmek gerçekten zor. Dilbilgisi, kelime bilgisi, telaffuz hepsi karmaşık hatta bazen anadili Almanca olan kişiler için bile zor olabilir. Almancayı Almanya’da öğrenmek ilerleme kaydetmenin muhtemelen en iyi ve en etkili yöntemi olsa da, akşamlarınızı durmak bilmeden Alman dizileri izleyerek geçirmek de gayet yardımcı olacaktır.
Nereden başlayacağınızı bilmiyor musunuz? Hiç problem yok, ben Almanca öğrenmek için 10 favori Netflix dizimi seçtim. Bonus olarak da tüm diziler gerçekten Almanya’da geçiyor, yani hem dil hem de görsel açıdan keyfini çıkarabilirsiniz.
Almanca bilginiz epey ileri seviyedeyse, biraz cesur olup altyazıyı kapatarak izlemeyi unutmayın. Ama altyazıyla izleseniz bile bu diziler telaffuzda ve dilin doğal havasına girmenizde yardımcı olacaktır.
Viel Spaß!
Dark
Stranger Things veya Twin Peaks dizilerini seviyorsanız o zaman sizin Dark izlemeniz gereken bir dizi. Hayali bir şehir olan Wenden’de, gizemli bir şekilde kaybolan bir çocuğu ve etrafındaki dört ailenin bağlantılı hayatlarını konu alıyor.
Bu kısım pek ilgi çekici gelmese de ikonografisi ve görselliğiyle birleşince korku türüne kayan bu dizinin karanlık ve karmaşık atmosferi tüm sezonu bir seferde izlemek istemenizi sağlıyor. (Garanti ediyorum!)
İlk sezonu bitirince de hemen endişelenmeyin, Netflix yeni sezonun yapım sırasında olduğunu ve yakında yayınlanacağını açıkladı.
Türkisch für Anfänger
Bu komedi dizisi aslen 2006 yılında yayınlanmış ve Almanya’nın en popüler iki oyuncusunun da kariyerlerine başlamasını sağlayarak çok hızlı bir şekilde büyük bir takipçi kitlesi kazanmış.
Berlin’de geçen Türkisch für Anfänger, annesi çok ani bir şekilde Türk bir polis memuruyla nişanlandıktan sonra hayatı darmadağın olan 16 yaşındaki Lena’yı konu alıyor. Sadece kabullenmenin önemini sergilemeyen, aynı zamanda zamanımızdaki çok kültürlülüğün gerçeklerine karşılaşılabilecek tüm engellerle dikkat çeken bu olağanüstü dizide iki farklı dünya bir araya geliyor.
Bu Alman Netflix dizisine doyamadınız mı? Bir filmini bile yaptılar ve merak etmeyin, Netflix’ten izleyebilirsiniz.
Bad Banks
Heyecan verici bir senaryo, harika oyuncular ve göz kamaştıran sinematografi bu başarılı Alman dizisini özetliyor.
“Bad Banks”, Frankfurt, Lüksemburg ve Londra arasında, yatırım bankası dünyasında geçiyor. Dizi genç bir bankacıyı ve onun kariyer basamaklarını hızlıca tırmanışı anlatıyor, ki bu da doğrusunu söylemek gerekirse çalıştığı bankanın kasvetli merkezine 8 haftalık cehennem gibi bir serüven oluyor.
Güç, özgürlük, prestij ve heyecan – Bad Banks’i izlerken sizi saatlarce ekrana kilitleyecek duygusal gelgitler yaşayacaksınız.
Babylon Berlin
Bu dizi şimdiye kadar üretilmiş açık ara en pahalı dizi ve bu belli oluyor.
İhtişamlı 1920’li yıllarda geçen dizi, yerel çetelerin gizli hükümlerini açığa çıkarmak için Köln’den Berlin’e transfer olan yakışıklı polis memuru Gereon Rath’i merkeze alıyor. İmparatorluğun başkentinde yaptığı araştırmalar onu uyuşturucu, yolsuzluk ve aşırıklarla dolu karanlık bir dünyaya çekiyor.
Bu dizi Almanca öğrenenler için harika ama aynı zamanda tarihe meraklı olanlar da gerçekten izlemeli. Yapım seti gerçekten mükemmel ve iki dünya savaşı arasındaki dönemde Weimar Cumhuriyeti sırasında Almanya’daki hayatın nasıl olduğu hakkında doğru bir bakış sunuyor.
Charité
Bu tarihi doktor dizisi 1888’de geçiyor ve ünlü araştırmacılar Rudolf Virchow, Ernst von Bergmann ve daha sonrasında Nobel ödülünü kazanacak üç kişi olan Robert Koch, Emil von Behring ve aynı zamanda kemoterapiyi bulan kişi olan Paul Ehrlich’in ayrı ayrı kendi alanlarında başarı için yarıştıkları Avrupa’nın en büyük kliniği olan Charité Berlin’de geçiyor.
Bu dizi eğitici olduğu kadar sürükleyici de. İzlerken sadece Almanca’nız gelişmeyecek, aynı zamanda tıp tarihiyle beraber 19. yüzyılın sonlarında Almanya’daki siyasi gelişmeler hakkında da bilgi edineceksiniz.
Dogs of Berlin
Almanlar suç ve komedi dizilerini seviyorlar ve Dogs of Berlin bu birleşimin eşsiz bir örneğini sunuyor.
Konu, yarı Alman yarı Türk ünlü bir futbolcunun cinayetini çözmekle görevlendirilmiş iki polis memurunun etrafında dönüyor. Birisi kuralları çiğneyerek adalet peşinde koşarken bir diğeri kendi çıkarları uğruna suç işliyor. Çetelerin, uyuşturucuların, şantajların, yolsuzluğun ve toplumsal kontrolün çarpıcı bir birleşimini sunuyor bizlere.
Berlin Station
Şimdiye kadar Alman dizilerinin Berlin’le alıp veremediği ne diye düşünmüş olabilirsiniz. Birçok harika şehrimiz olmasına rağmen güzel başkentimiz, Berlin Station da dahil herhangi bir diziye eşsiz bir ortam sunuyor.
İlk sezonda, analizci Daniel Miller gizli bir görev için Almanya’ya transfer edilir. CIA Almanya genel merkezine sıradan bir transfer gibi görünürken Miller’in asıl amacı içeriden gizli bilgileri sızdıran ispiyoncuyu tespit etmektir. Bu vakayı çözmeye çalışırken Miller aynı zamanda Alman meslektaşlarının direnişiyle karşılaşırken İslamcıların yükseliş iddiasıyla da karşı karşıya gelir.
Stromberg
The Office’i seviyorsanız, özellikle de Almanca öğrenmek istiyorsanız, Stromber Netflix listenizde olmalı. İngiliz orijinaliyle neredeyse aynı Amerikan versiyonunun aksine Stromberg dizinin özünü alıyor ve ondan tamamen bambaşka bir şey ortaya çıkarıyor.
Almanca derslerinizi samimi bir mizah ve iyi miktarda Alman sarkazmıyla birleştirmek istiyorsanız kahkaha dolu bir 6 sezon sizi bekliyor.
Weissensee
İki aile, iki hayat, iki kader ve bölünmüş bir Almanya. Bu kelimeler 80’lerin Berlin’inde geçen bir dönem draması olan Weissensee’yi az çok özetliyor. (Başkentte geçen bir diziyi daha araya sıkıştırdım, kusura bakmayın!)
Bu dizi Berlin duvarının yıkılışı ve Alman markı uygulaması gibi önemli tarihi olayları ve bunların bölünmüş şehirdeki insanların hayatlarını nasıl etkilediğini merkeze alıyor.
Parfum
Bu dizi sadece Patrick Süskind’in ünlü romanı “The Perfume”ün uyarlaması değil. Kitabın temel konusunu ele alıp modern dönem bir mini diziye çeviriyor.
Hikayenin merkezinde beş yatılı yurt öğrencisinin de dahil olduğu vahşice işlenen seri cinayetleri çözmek için can havliyle uğraşan genç bir durum uzmanı var. Geçmişle şimdiki zaman arasında gidip gelen bu 6 bölümlük sezon nefes kesici, karanlık ve kesinlikle bir çırpıda izlenmeyi hak ediyor.
Kaynakça: 10 Netflix shows to learn German with – EF GO Blog
İrem Onar
Proje Yönetimi Okulu Blog Yazarı