Adı Az Duyulan Dünyaya Büyük Katkıları Olan 8 Türk
Gönül isterdi ki listeye bütün değerli bilim insanlarımızı ve sanatçılarımızı dahil edelim. Ancak takdir edersiniz ki hak ettiği değeri görmeyen bu insanların pek çoğu hakkında bilgi bulabilmek çok kolay değil. Şimdilik 8 tanesini derleyebildik, umuyoruz devamını getirebiliriz. Keyifli okumalar…
Ahmet Yıldız
1979 yılında Sakarya’da doğan Ahmet Yıldız Universiy of California, Berkeley’de Fizik ve Sitoloji alanında profesörlük yapmaktadır. Motor proteinlerinin flamanlarının yanından nasıl geçtiğine dair yaptığı çalışmaların moleküler nanoteknolojiye büyük katkıları olmuştur. 2003’te bu çalışmaları, Foresight Enstitüsü tarafından verilen Seçkin Öğrenci Ödülü’ne layık görülmüştür.
Behram Kurşunoğlu
Miami Üniversitesi Teorik Araştırmalar Merkezinin kurucusu Türk fizikçi. Birleştirilmiş Alan Teorisi ve Enerji hakkındaki çalışmalarıyla bilinir. 1950’lerin sonunda 2 farklı nötrinonun keşfedilmesine büyük katkıları olmuştur. Albert Einstein ve Erwin Schrödinger ile birlikte simetrik olmayan yerçekim kuramları üzerinde çalışmıştır. Genelleştirilmiş İzafiyet Teorisini ortaya atan kişi olarak adını dünyaya duyurmuştur.
Gazi Yaşargil
1925 Diyarbakır doğumlu Yaşargil lisansını Basel Üniversitesi’nde tamamladı ve 1973’te Ordinaryüs Profesör oldu. Mikrosinir cerrahisinin kurucusu olan Gazi Yaşargil, Amerikan Beyin Cerrahları Birliği tarafından verilen “Yüzyılın Beyin Cerrahı” gibi büyük bir ünvana sahiptir. Ayrıca epilepsi ve beyin tümörünü kendi bulduğu yöntemlerle tedavi etmiştir. 1999 Geleneksel Sinir Cerrahları Kongresinde “Yüzyılın Sinir Cerrahı” seçilmiştir. İlk beyin bypass ameliyatını gerçekleştiren Yaşargil’in beyin ameliyatlarında nöroşirurji sırasında kendi yöntemiyle kullandığı soyadıyla özdeşleşen “Yaşargil Klipsleri” birçok doktor tarafından kullanılmaktadır. Birçoğumuzun adını bile ilk kez duyduğu saygıdeğer doktor için Zürih Tıp Fakültesi 2014 yılında yıllık Yaşargil Konferanslarını başlatarak Yaşargil’i ve çalışmalarını onurlandırmıştır.
Hulusi Behçet
1889 doğumlu dermatolog, bir kan damarı hastalığı olan ve bugün kendi adıyla anılan Behçet hastalığını 1937 yılında tarif eden ilk bilim insanıdır. İstanbul Üniversitesi’nde Deri Hastalıkları ve Frengi Kliniğini kurmuş ve profesör seçilmiştir. Türk akademisinde profesör ünvanı alan ilk kişidir. Behçet yeni kuşakların eğitimine yardımcı olmak amacıyla çok sayıda makaleyi Türkçe’ye çevirmiştir. Ünlü Alman Patolojisti Schwartz’ın kendisi için söylediği “Dünyanın her yerinde çok iyi bilinen bir bilim adamı, Türkiye dışında” sözü onun neden bu listede olduğunu anlamak için yeterli olsa gerek.
Ali Erdemir
Triboloji ve yüzey işlemleri alanında uzmanlaşmış Türk Malzeme Bilimci. 1997 yılında İTÜ Metalurji Bölümünden mezun olan Erdemir, 2 yıl İskenderun Demir Çelik Fabrikasında mühendis olarak çalıştıktan sonra master ve doktora için ABD’ye gitti. Georgia Teknoloji Enstitüsünde eğitimini tamamladıktan sonra Chicago Üniversitesinde ABD Enerji Bakanlığı için çalışmalar yapmaya başlamıştır. Yapay elmas özelliği taşıyan buluşu ile R&D 100 ödülünü kazanmıştır. Ayrıca kendisine patentli 6 buluşu vardır.
Feza Gürsey
Çocukluğundan beri zekasıyla herkesi kendine hayran bırakan Gürsey’i sınıf arkadaşı Emekli Büyükelçi Özer Tevs’in anlattığına göre Galatasaray Lisesi’nde okurken öğretmenleri sık sık büyük öğretmenler odasına çağırır ve sohbet edermiş. Ayrıca daha o zamanlar Proust’un felsefe hikayelerini ya da Cezanne’in röprodüksiyonlarını okurmuş. Feza Gürsey’in adını duyuran ilk çalışması ise yük bağımsızlığı ve Baryon Korunumu ile Pauli Transformasyonu’nun ilgisini gösteren makalesi. Bu makale Wolfgang Pauli’nin öyle ilgisini çekmiş ki kendi çalışmalarında kullanmayı düşünmüş. Ayrıca Pauli kendisinden Princeton Enstitüsü’nde çalışmalarına devam etmesi için referans isteyen Feza Gürsey’a gönderdiği mektupta şöyle demiştir: “Ben, seni tavsiye edebilir miyim diye düşünmüyorum; tam tersi, Princeton Enstitüsü’nü sana tavsiye edebilir miyim diye düşünüyorum.” (Bu mektup Boğaziçi Üniversitesi Fizik Bölümü Feza Gürsey arşivindedir.) Nobel Fizik Ödülü’ne en çok yaklaşan Türk olarak bilinen Gürsey 1992’de Yale Üniversitesi Hastanesi’nde vefat etmiştir.
Sedat Alp
Türkiye’nin ilk hititoloğu Türk Akademisyen. En önemli keşifleri arasında Boğazköy’den sonra en çok çivi yazılı tablet bulunan Maşat Höyük’ün metinlerdeki adının Tapigga olduğunun saptanması bulunmaktadır. Mainz Bilimler Akademisi Üyeğine seçilen iki Türk bilim insanından birisidir. 1957 yılında İtalyan Cumhurbaşkanının nişanı ve 1972 yılında Federal Almanya Cumhurbaşkanının en yüksek liyakat nişanı ile onurlandırıldı.
Aykut Barka
Dünyanın en tehlikeli aktif fay hatlarından biri olan Kuzey Anadolu Fay Hattı ile ilgili çalışmalarıyla dünyaya büyük katkıları olan yer bilimci. İstanbul’da doğan Barka, Bristol Üniversitesinde lisans eğitimini tamamladı. Aralarında Ecole Normale Superieure (Fransa’nın en prrestijli yüksek öğrenim kurumu) ve MIT Yeryüzü Kaynakları Laboratuvarının da olduğu önemli kurumlarda çalışmalarını sürdürdü. 17.000 kişinin hayatını kaybettiği 17 Ağustos 1999 İzmit Depremini öngördüğü, 1997 yılında ünlü jeolog Ross Stein ile yazdığı makale büyük ses getirmiştir.
Sibel Büyük
Proje Yönetimi Okulu Blog Yazarı
Çok eksik maalesef. Başta Cahit Arf matematiğe olan katkılarıile burada nasıl yer almaz anlamak çok zor. Böyle bir listede olması gereken en az 20 bilim insanı eskik aralarında bilim kadınlarımız da var. Daha kapsamlı araştırın lütfen ve bilime gençleri teşvik etmenin yolu bu insanların başarılarını sürekli anlatmaktan geçer bunu da unutmamak gerekir.
Serdar Sarıçiftçi adını duymadınızmı hiç, haklısınız adı az duyulmuştur..!
Bilgilendirdiğiniz için teşekkür ederiz :)