BlogKariyer

Yeni Bir Hayat Erasmus

Bir önceki yazımda İtalya-Foggia Şehrine gelmiş ve işin zor kısımlarını halletmiştim. Bugünkü yazımda ise İtalya’nın beni ve çevremdekileri nasıl değiştirdiğine kısaca değinmek istiyorum. Bu değişimler için her daim, Erasmus programına dolayısıyla Ulusal ajansa minnettarım.

Dilleri, Dinleri hatta Yaşam koşulları bizlerle hiç uyuşmayan topraklara gitmek, oralarda yeniden bir hayat inşa etmeye çalışmak bir o kadar zor bir o kadar da zevkliydi. Her adımda yeni şeyler öğrenmek gibi. Sevgiyi paylaşmak için aynı dili konuşmaya gerek olmadığını anlamak gibi, Yardımlaşmak için aynı dinden veya kültürden olmamak gibi. İlk günlerde “Türklerin Türklerden başka dostu yoktur”. Sözüne aldanıp sarp bir köşede oturmak gibi saçmalıklarım hariç her şey yolundaydı. Sonra anladım ki, Avrupalılık fikrinde bu şekilde bir düşüncenin yerinin olmamasıydı.

İlk günlerde çok iyi arkadaşlıklar edindim. İlk Arkadaşım da Emre olmuştu. Şuan bile devam eden bir dostluk. İspanyollar, İtalyanlar bir sürü yeni arkadaşlık, yeni kültürler tanıma fırsatına erişmiştim. İtalyanlarla aram o kadar iyiydi ki. Ortak bir dil bilmemize karşın beni her gün arabalarıyla gezdiriyorlardı. Sanırım sempatik biriyim  J İtalya da bulunduğum süre zarfında belli bir arkadaşlık gurubuna dahil oldum. Bu arkadaş gurubu ile de Avrupa Turuna çıkmaya karar verdik.

İlk durak olarak Roma oradan Barselona-Madrid-Brüksel-Budapeşte-Viyana-Prag-Bratislava’ya gittik. Tüm gezilerimizde uçak kullandık. Bu bilgiyi tüm erasmusluların ve yapmayı düşünenlerin bilmesi gerekli. Rynair Havayolları ile uçtuk. Tam bir öğrenci dolmuşu mahiyetinde en pahalı uçuşumuz Madrid-Brüksel 18 Euroydu. En ucuzu ise Prag-Milano 10 Euro idi. 12 gün süren bu kısa gezimizin ardından ben yola tek başıma devam etmiştim. Viyana 15 gün- Oradan Stuttgart 10 gün sonrada Otostop çekerek Köln’e geçmiştim. İlk Roma’ya indiğinde Valizini bulamayan ben Almanya da otostop çekerek tek başıma 450 km gitmiştim. Erasmus işte tam bunu ifade etmekte. Kendi geliştir geliştir ufkunu aç. Köln’de de 25 gün kaldıktan sonra tekrardan İtalya’ya dönmüştüm.

Gezilerimde birçok yeni insanlarla tanıştım. Türklerin yaşadığı mahalleleri ve onların yaşam şartlarına tanıklık ettim. Brüksel de çay simit yapmanın keyfini, Viyana’da nargilenin keyfini tatmıştım. Kısaca Erasmus, kişisel gelişim yönünden birçok fırsatı bizlere sunmaktaydı. Üstelik yetecek miktarda Para-Vize ve Pasaportla da ilgilenmekteydi.

Şimdi ise Erasmus Staj hareketliği ile İngiltere’ye gitmeye çalışıyorum. Fırsatlar size değil sizler fırsatlara gitmelisiniz.

Kamil Yavuz


İlgili Makaleler


Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir


Başa dön tuşu